Examples of using "Morte" in a sentence and their turkish translations:
Ben ölümüne dövüşeceğim.
Ölümden korkuyor musunuz?
Ben ölümüm.
İçim baydı.
- Çok sıkıldım.
- Ölesiye sıkıldım.
O, ölüm cezasına çarptırıldı.
Ölmekten korkuyordum.
Üç kişi öldü.
- On üç kişi hayatını kaybetti.
- On üç kişi öldü.
Ödüm koptu.
Ölümden korkuyorsun.
O benim ödümü kopardı.
O doğal olmayan bir ölümle öldü.
Biz onun ölümüne ağıt yaktık.
Ölümün acısız olacak.
Ölümden korkmuyorum.
Neredeyse donarak ölüyorduk.
Ben onurlu bir ölümü tercih ederim.
Ben ölümden korkuyorum.
Yorgunluktan öldük.
Üç kişi öldü.
O ölümden korkuyor.
Biz ölümden korkuyor muyuz?
Biz ölümden korkuyoruz.
Onlar ölümden korkuyor.
O ölümden korkar mı?
O ölümden korkar mı?
O ölümden korkuyor.
Bu, birçok durumda yaşanmış:
Tom ölüme mahkûm edildi.
Şimdi sana ölümümü veriyorum.
Ölüm cezasına çarptırıldım.
Onlar öldü mü?
Onlar öldüler.
O, hüzünlü bir ölümle öldü.
Sen çocuğun ölümünden sorumlusun.
Ölümün kapısındaydı.
O ölümden korkmuyor.
Tom ölümüne dövüldü.
Ben ölümden korkmuyorum.
Tom ölüm cezasına çarptırıldı.
- Tom ölümünü tezgâhladı.
- Tom'un ölümü kendi tezgâhıydı.
- Tom'un ölümü kendi kurgusuydu.
- Tom kendini ölmüş gibi gösterdi.
Onun ölümü aniydi.
O ölümden korkmuyor.
yaşam ve ölüm gibi.
Kaç kişi öldü?
Ölüm yakındır.
Ölüm kalıcıdır.
- Ölü mü?
- O öldü mü?
- Öldü mü?
- Ölmüş mü?
Ölüm tehlikesini atlattım.
Onlar ölü görünüyorlar.
Onlar ölmüştü.
Biz ölümden korkuyoruz.
Beş kişi öldü.
Hiçbir şey ölümden daha kesin değildir.
Ölümün eşiğinde olduğumu biliyorum.
Onur ve ölüm arasında bir seçim yapmalısın.
Onun ölümü herkesi üzdü.
Yargıç onu ölüme mahkûm etti.
- Ölüm cezasını iptal etmeliyiz.
- Ölüm cezasını kaldırmalıyız
Hakim Tom'u ölüm cezasına çarptırdı.
Jane doğal bir ölümle ölmedi.
O, barbilerden ölümcül düzeyde korkardı.
Birinin ölmesini dilemiyorum.
Ölüm cezasını destekler misin yoksa karşı mı çıkarsın?
Onun ölüm haberi yayıldı.
- Biz onun ölümünü teyit ettik.
- Onun ölümünü doğruladık.
Yangında dört aile öldürüldü.
Tom donarak ölüyordu.
İdama mahkum oldu.
Bu, ölüm kadar gerçek.
O, ölümden korkmadı.
Bu, ölüm kadar kesindir.
Mary'yi ölene kadar seveceğim.
Ölümden önce hayat var mıdır?
Ölümünden sonra, doktor.
Ceza ölümdür.
Tom ölümden korkar.
Tom çok sıkıldı.
Şerefsizlikten önce ölüm!
Biz ölümden korkmuyoruz.
Onlar ölümden korkmuyorlar.
Ölüm tek kurtuluş mu?
Neden ölümden korkuyoruz?
Mektup onun ölümüyle ilgili onu bilgilendirdi.
Onların hepsi öldü.
Onlar ölü bulundular.
Ölüm, hangi biçimde olursa olsun, iğrençtir.
Üç kişi öldü.
Onlar ölü değiller.
Onlar zaten öldüler.
Ölümden sonra hiçbir şey yok ve ölüm hiçliğinin kendisidir.
Günahın bedeli ölümdür.
Bana ya özgürlük verin ya da ölüm verin!
Sözlerin beni ölüm korkusuna itiyor.
Oyun, kahramanın ölümüyle sonuçlanıyor.
Kocasından ölümüne korkuyordu.