Examples of using "Perdere" in a sentence and their turkish translations:
Onu boş ver.
Onun gitmesine izin verdim.
Kaybedemezsin.
Kaybetmekten hoşlanır mısın?
Kilo vermen gerekir.
Nasıl kaybedebilirsin?
Kaybetmeyi sevmiyorsun, değil mi?
Kaybetmekten nefret ederim.
Para kaybetmekten nefret ederim.
Oluruna bırak.
- Ben kilo vermek istiyorum.
- Kilo vermek istiyorum.
Kaybedemeyiz.
Kaybolmak istemiyorum.
Kaybedemem!
Kaybetmekten bıktım.
Boşver!
Onlar kaybetmeliler.
Unut gitsin. O çok riskli.
Bırakmak zordur.
Sağlığı kaybetmek parayı kaybetmekten daha önemlidir.
Boşa zaman kaybını onaylamadı.
Mary'yi kaybetmek istemiyorum.
Kaybetmeyi sevmiyorum.
Umarım kaybolmam.
On paund kaybetmek istiyorum.
Birkaç kilo zayıflamalı.
Ben kilo vermeye çalışıyordum.
Kaybedecek bir şeyimiz yok.
Kaybedecek bir şeyim yok.
- Kaybetmeye alışkın değilim.
- Yenilgiye alışık değilim.
- Zayıflamaya çalışıyorum.
- Kilo vermeye çalışıyorum.
- Kilo kaybetmeye çalışıyorum.
kaybetmen garantidir.
Nasıl kaybolabilirim?
Onlar nasıl kaybedebilirler?
Ne kaybetmek zorundayım?
Tom kaybetmekten nefret eder.
Gitmesine izin ver, Tom.
Sedece gitmesine izin verin
Zaman kaybetmeyin.
Kimse kaybetmek istemiyor.
Kaybedecek hiçbir şeyim yok.
Neden kilo vermeye çalışıyorsun?
Kaybedeceğiz.
Tom gerçekten zayıflamak istiyor.
Buradaki herkes zayıflamak istiyor.
Herkesin kaybedecek bir şeyi vardır.
Kaybedecek bir şeyimiz kalmadı.
O ona zayıflamasını tavsiye etti.
Biraz kilo vermelisin.
Nasıl çabucak zayıflayabilirim.
Uçuşu kaçırmak istemiyorum.
Kaybedecek vaktim yok.
- Tom kaybetmek için para aldı.
- Tom'a, yenilmesi için para verilmiş.
Karımı kaybetmek istemiyorum.
Boşa harcanacak zamanımız yok.
Umudumuzu kaybetmemeliyiz.
Kaybetmeye hiç niyetim yok.
Ehliyetimi kaybedebilirim.
Daha fazla zaman kaybetmek istemiyorum.
Ben kilo verememem.
Umudumuzu kaybedemeyiz.
Artık kaybedecek bir şeyim yok.
Tom onun gitmesine izin vermezdi.
Tom zayıflamak zorunda.
Nasıl zayıflayabilirim?
Kimse kaybetmeyi sevmez.
Tom kaybetmek istemedi.
Asla umudunu kaybetme!
Onu boşvermeyeceğim.
Kaybetmek hayal kırıklığıydı.
Kilo vermek zor.
Bazı şeylerin gitmesine izin verin.
Kilo vermek gerek.
Kaybetmek umurumda değil.
Tom her şeyi kaybedebilir.
Tom'un kaybedecek bir şeyi yok.
Kaybedecek hiçbir şey yok.
Alice kilo vermeye çalıştı.
Umudumu kaybetmeye başlıyorum.
Boşa harcayacak bir an bile yok.
Tom kilo vermek istediğini söylüyor.
Arkadaşlarımı kaybetmek istemiyorum.
Her şeyi olan biri her şeyi kaybedebilir.
İşini kaybetme konusunda endişeli.
Onu kaybetmek istemiyorsun.
Unut gitsin. O buna değmez.
Kilo vermekte sorun yaşıyor musunuz?
Biraz kilo kaybetmek isterim.
Biraz kilo vermeye çalışacağım.
O, Tom'a umudunu kaybettirdi.
O, parayı kaybetmekten korkuyor.
Kaybedecek bir anımız yok.
çünkü alternatifi her şeyi kaybetmemiz olacak.