Examples of using "Lascia" in a sentence and their turkish translations:
O onları nerede bırakır.
Tom Kobe'den yarın sabah ayrılıyor.
Tom'un eğlenmesine izin ver.
Tom'un yaşamasına izin ver.
Gitmesine izin ver, Tom.
O bizi nerede terk eder?
O beni nerede bırakır?
O onu nerede bırakır?
O onu nerede terk eder?
Sedece gitmesine izin verin
Yaşa ve yaşat.
Köpeği dışarda tutun.
O, onu değiştirsin.
Onu tek başına yapsın.
Tom Mary'nin kazanmasına izin veriyor.
Senin Fransızcan çok yetersiz.
Sana göstereyim.
arkada en ufak iz bırakmıyor.
Ailemi yalnız bırak.
Tom yarın kasabadan ayrılacak.
Tom'un bunu yapmasına izin ver.
Tom'un eve gitmesine izin ver.
Tom'un orada kalmasına izin ver.
Tom'un onu denemesine izin ver.
Tom Mary'nin araba sürmesine izin vermiyor.
Amcan arabasını sürmene izin verdi mi?
O her zaman uyurken pencereyi açık bırakır.
Bu kafa karıştırıcı.
O onunla ilgilensin.
Bununla o ilgilensin.
Kendi hissemi ödeyeyim.
Onu boş ver.
Bu oldukça açık anlamlıdır.
Söylediği şeyin hiçbir önemi yok.
Ailemi yalnız bırak.
Sadece Tom'u yalnız bırak.
Artık hiç kimse eğlenmeme izin vermiyor.
Tom'u bırak.
Her şeyi bırakın.
Ailemi rahat bırak!
Odayı terk et.
Sana biraz çay getireyim.
Seni son bir kez öpmeme izin ver.
Bunu kendileri yapsınlar.
Burada seninle birlikte kalayım.
Sana bir şey söyleyeyim.
Tom kirli bulaşıkları çoğunlukla lavaboda bırakır.
hastaneyi geldiklerinden daha kötü terk ettikleri sonucuna varmış.
Tom her zaman bisikletini kirli bırakır.
Unut gitsin. Ona tavsiye vermenin hiçbir anlamı yok.
"İzin ver sana sarılayım." "Bunu çok istiyorum."
Tom neredeyse evden hiç ayrılmaz.
Sana numaramı vereyim.
Sana yeni bir tane alayım.
Onu nasıl yapacağını sana göstereyim.
Bu proje halen arzulanan çok şey bırakıyor.
Tom benim kanepede uyusun.
Dul bir kadın ve bir kız evlat bırakıyor.
Seni ailemle tanıştırayım.
Tom'un karnesi arzu edilecek çok şey bırakıyor.
Seni tekrar aramama izin ver.
Sana bugün aldığımı göstereyim.
Önce Tom'un konuşmasına izin ver.
Onların orada kalmasına izin ver.
Onun orada kalmasına izin ver.
Onların burada kalmasına izin ver.
Tom her zaman kirli bulaşıkları lavaboya bırakır.
Ceketini giymene yardımcı olmama izin ver.
Eğer bir hata bulursan, lütfen bir yorum bırak.
Mesaj bırak.
Tom'un gitmesine izin ver.
Şehri terk et.
Gülüşün senin şemsiyen olsun.
Bu deodorant, gömleğimin üzerinde beyaz lekeler bırakıyor.
Sana beni hatırlatacak bir şey vereyim.
Bu ülkeyi terk et.
Tom'un cevap vermesine izin ver.
Tom'un içeri girmesine izin ver.
- Tom'un konuşmasına izin ver.
- Tom konuşsun.
Tom'un denemesine izin ver.
Anahtarı bırakın.
Tebeşirden nefret ederim. Elinde toz bırakır.
Tom şarkı söylesin.
Bırak Tom sürsün.
Bir kayaya tırmanıp sudan çıktı.
Kenara çekil!
Çatı içeriye yağmur sızdırıyor.
Bu öğleden sonra sana etrafı göstereyim.
Onu kanıtlayayım.
Onu tamir edeyim.
Bu insanların gitmesine izin ver.
Onları neden terk etmiyorsun?
Onlara yardım edeyim.
Onları aramama izin ver.
Su testisi su yolunda kırılır.
New York'ta taksicilere ne kadar bahşiş verirsiniz?