Examples of using "Fondo" in a sentence and their turkish translations:
- Kendimi çok moralsiz hissediyorum.
- Kendimi çok şanssız hissediyorum.
Dibe dokunabilir misin?
Tom dibe vurdu.
Derin nefes alın
O, nehrin dibinde bulundu.
IMF Uluslararası Para Fonu (IMF) anlamına gelir.
O tam caddenin aşağısında yaşıyor.
Siz dibe vardınız.
Henüz tabana vurmadık.
Ben iyice sefa sürdüm.
O, dipsiz bir bardak.
O, bu kasabayı oldukça iyi bilir.
Biz hâlâ temel sorunu çözmek zorundayız.
Singapur'un Merkez Fonu emeklilik sağlar.
Kendinizi yukarı çekip saplayın, onu yakalayıp zemine yapıştırın.
Tom tam sokağın aşağısında yaşıyor.
- Onu iyice çalıştı.
- Ben tamamen çalıştım.
Sonuçta hayat sadece bir rüya gibi.
Şimdi daha derinlere gideceğiz.
Ancak fon kefaletlerini ödediğinde
Notlar sayfanın altında.
Bu bodrum iyice araştırıldı mı?
derinlerde hepimiz cevabı biliyoruz.
Bir rehber ve çok az finansmanla
Şişenin dibinde kalmış biraz su vardı.
Tom Mary'den gelen caddenin tam aşağısında yaşıyor.
Tamam, halat bizi çekti ve kanyona indik.
Buna bir saray diyen küstahtır. Aslında bu büyük bir ev.
...bu karanlık suların daha da derinlerine iniyoruz.
okyanus kapıları kırıp evin alt kısmını doldururdu.
hastalarıma bu beklentilerini değiştirmede yardıma yöneldim.
Bu sözlerim sizin için: Dipsiz bir kuyuda değilsin.
Ancak kitaplarıma daha derinden bakmayı öğrendikçe,
Bazıları İsveç'in yalnızca küçük bir ülke olduğunu
İşte tehlike buydu, yolun sonunu görmeden kayarsanız bu olur.
Sokağın aşağısında yaşayan üç kişilik bir aile vardı.
Bir uçurumun 12 metre aşağısındayım. Beni görürsünüz.
Her bölge, kefalet karşıtlarından oluşan bir ekiple donatılacak.
Bu öğleden sonra bütün bu işi bitireceğimi sanmıyorum.
bunun daha çok araştırmaya değer bir şey olduğunu düşündük.
Onun yüzüğü nehre düştü ve dibe battı.
Tom ve Mary geride uzağa oturdular.
O, New York'u oldukça iyi bilir.
Bu kanyon yarığı da serin olduğu için hızlı buharlaşmıyor.
Yol boyunca yavaş sürmek zorunda kaldık.
Temel fikri şu; herkes kendi çıkarına yönelik davranışta bulunursa
Tom Mary'nin kocasından ödünç aldığı bir kros kayağı taşıyordu.