Examples of using "Fatemi" in a sentence and their turkish translations:
ortaya başka bir çelişki atmama izin verin.
Tamam, şimdi farklı bir şey deneyeyim.
Burada biraz durup sizleri
Size bu anti CEO kitabının ne olduğunu anlatayım.
Bana bildir.
- Anlamamı sağla.
- Anlamama yardım et.
- Bitirmeme izin ver.
- Bitireyim.
- Konuşmama izin verin.
- Konuşayım.
Devam edeyim.
Bir bakayım.
- Tekrar deneyeyim.
- Yine deneyeyim!
- Gene deneyeyim!
Lütfen girmeme izin ver.
Bana her şeyi göster.
Bana bir örnek ver.
Bunu bana yapma!
Bir şey denememe izin ver.
Burada, deneyeyim.
Beni mahcup etme.
- Bana on kopya oluşturun.
- Bana 10 kopya çıkarın.
- On nüsha istiyorum.
- Kendimi tekrarlatma.
- Kendimi tekrarlatma bana.
- Bana kendimi tekrarlatma.
Bana bir seslen.
Bir göz atalım.
Programımı kontrol edeyim.
Beni güldürme!
Beni idare et.
Bana göster.
Konuşmama izin ver.
- Bana parayı göster.
- Göster bana parayı.
Önce ben konuşayım.
Ne zaman eve döneceğini bana bildir.
Bana ayrıntıları bildirin.
Bir dakika düşüneyim.
Mağazaya gideyim.
Bana ne çevireceğimi göster.
Göz atmama izin ver.
Girmeme izin ver. Seninle konuşmak zorundayım.
Bana detayları alın.
Başka bir soru sormama izin ver.
Biriyle konuşayım.
Bana bir iyilik yap, yapar mısın?
Önce bunu bitireyim.
Bu tartışmayı açayım.
- Onun nasıl yapılacağını bana göster.
- Bunu nasıl yapacağımı bana göster.
Bir kontrol edeyim.
Bana neyi çevirmek istediğini göster.
Senin nefesini koklayayım.
Avukatımı aramama izin ver.
Hızlı bir duş alayım.
Kemanımı alayım.
Onun yerine gideyim.
Biletini kontrol edeyim.
Bir düşüneyim. On beş kişi vardı.
Bana başka bir kamera göster.
Düşüncenizi değiştirirseniz bana bildirin.
- Onu nasıl yapacağımı bana göster, lütfen.
- Onun nasıl yapılacağını bana gösterin, lütfen.
Lütfen bana ne istediğinizi bildirin.
Beni kızdırma.
Bir dakika düşünmeme izin ver.
Beni ağlatma.
Paketi aldığında bana bildir.
Tom'la konuşmaya çalışayım.
Ne yazdığına bakayım.
Onu yarın yapabilip yapamayacağını bana bildir.
Artık bana onun resmini gösterme.
Bana Ermenistan'daki resimlerini göster.
Herhangi bir değişiklik yapmam gerekip gerekmediğini bana bildir.
Bana bir iyilik yap ve onlarla konuş.
Bana bir iyilik yap ve Tom'la konuş.
Otobüs durağı yolunu göster bana.
Sağlık sigortası belgeni görmeme izin ver.
Yapabileceğim bir şey olup olmadığını bana bildirin.
Allah aşkına beni buradan çıkarın.
Tom'un şu kitabına bir göz atayım.
Bu oyunu bitireyim.
Porto Riko'nun harita üzerinde nerede olduğunu bana göster.
Paris'te çektiğiniz resimlere bir bakayım.
Bana başka bir saat göster.
Bana ev ödevini göster.
Beni utandırma.
Bunu bana yapma! Eğlenceli değil!
Bunu bir süre çiğne ve ne düşündüğünü bana bildir.
Bana bugünün gazetelerini göster.
Porto Riko'nun harita üzerinde nerede olduğunu bana göster.