Examples of using "Ciò" in a sentence and their turkish translations:
Sana ne dediğimi unutma!
Doğru olanı yapın.
Bütün istediğim benim olandır.
O ne istediğini biliyor.
O ne istediğini biliyor.
Bunun için ben sorumluyum.
Benim istediğim o.
Bunu hiç anlamıyorum.
Bunun ne kadar zor olduğunu anlıyorum.
O beni rahatsız ediyor.
Bu can sıkıcı.
Kimse bunu yapmayacak.
Bu mantıklı mı?
Bunun çetin olduğunu biliyorum.
Buna izin vereceğim.
Yaptığına gerçekten minnettarım.
Tavsiye ettiğini uygula.
İstediğin şey çoğu zaman beklediğin ilk şey değildir.
Ne yapılması gerekiyorsa yapacağım.
Tek istediğim yasal olan benim olan şey..
İstediğini yapamadığında, yapabileceğin şeyi yap.
Söylediğime pişman oldum
Aradığım o.
Buna katılmıyorum.
Buna dahil olmak istemiyorum.
Ve bulduklarımız,
Sonradan öğrendim ki,
Şu sana yardım etmeyecek.
O, öyle söylemiş olabilir.
Ona kim karar verdi?
Bu gerçekleşmiyor.
O kazandığını biriktirir.
Bu devam edecek.
Biz onun hakkında şikayet ettik.
Tom bunu anlamıyor.
Önemli olan budur.
Ben onun söylediklerine inanmıyorum.
Buna sen sebep oldun.
Bu soru, o durumda gerçekten olmasını istediğinin şeyi tanımlar.
Bu şüpheli görünüyor.
Bu gülünç.
Bu onlara yardımcı olacak mı?
Bu ne zaman bitecek?
Tom'a istediği her şeyi ver.
Tüm yapmak istediğim seni mutlu etmek.
Peki istediğin şeyle beklediğin şey uyuşmadığında ne yaparsın?
Bildiğimiz bir damla, bilmediğimiz bir okyanus.
- O herhangi bir anlam ifade etmiyor.
- Bu saçma.
- Bu saçmalık.
Bununla ilgili yanlış bir şey görmüyorum.
Bu, iklim nezihleştirme rantına neden olacak
bizi biz yaptığını anlamamızla,
Bu sayede, o kazandı
Sana bunu sunuyorum.
Geriye kalan tek şey
Ve onlarla konuşmak ile yapabileceğimiz şey bu.
Bunlar nefret değil mi?
işte bu değişmesi gereken şey.
Ellerine ne geçirirlerse alıyorlar.
- Bu asla olmadı.
- Bu hiç yaşanmadı.
Önemli olan deneyimdir.
Peki ya bu doğru değilse?
O kadar uzun sürmez.
Bunun doğru olduğunu biliyorum.
Hepsinin farkındayım.
Bu çok acıklı.
O konuda yalan söyledim.
Onlar tam olarak istediğimiz şey.
Giydiğin şeyi seviyorum.
O istediğini aldı.
Söylediğim buydu.
- Onun ne söylediğini hatırlıyorum.
- Ne dediğini hatırlıyorum.
Dilediğin her şeyi ye.
- O, tam olarak benim istediğimdir.
- O tam olarak benim istediğim şeydir.
- İstediğim tam olarak budur.
Bildiğin her şeyi bana söyle.
Benim söylediklerimi iyi dinle.
Yaptığını yapmaya devam et.
Ben sadece senin için en iyisini istiyorum.
Bu gerçekten şok edici.
isteklerine göre değil beklentilerine göre davranırsın.
Bunu yapmam gerek.
Bunun hepsini biliyorum.
Bunu istemiyorum.
Buna sahip olmak zorundayım.
Buna katlanmayacağım.
- Bu ne anlama geliyor?
- Bu ne anlama gelir?
Bu çılgınca iyimser.
Gerekeni yapacağını biliyorum.
Beklentilerinle isteklerin arasındaki mesafe açıldıkça
Bunun farkında değildim.
Tom için en iyi olanını istiyorum.
Gördüğüme inanmıyorum.
Onun bunu söylemesi şaşırtıcıydı.
Bilmek istediğim şeyler gerçeklerdir.
ona göre hazırlanmaya başlarsın.
En azından, düşündüğümüz bu.
Alıştığımız bir şeylerin peşine düşeriz.
Bana umut veren şey ise
Ancak bu esneklik ve merak gerektirir.
Elimden gelen her yolu denedim