Examples of using "Cara" in a sentence and their turkish translations:
Niçin ağlıyorsun, tatlım?
O sevgili hayatı için koştu.
Biz sevgili büyükannemizi özledik.
Mavi araba pahalı.
Nasılsın sevgilim?
Merhaba, sevgilim.
Benim canım arkadaşım!
Paris oldukça pahalı bir şehir.
Mavi araba pahalı.
aynı şeyi daha ucuz yapacaktı.
- Bu pahalı.
- O pahalı.
Memnuniyetle, canım.
Et pahalı.
O gitar o kadar pahalı ki onu satın alamam.
Bu araba benim alamayacağım kadar çok pahalı.
Canım, utangaç olma!
Kalkma zamanı, sevgilim.
Sorun ne, sevgilim?
O gitar o kadar pahalı olmasaydı, onu satın alabilirdim.
Et bu günlerde pahalı.
Bu kamera çok pahalıdır.
Çok pahalı!
O pahalı değildi.
O pahalı değildir.
Metal kase pahalıdır.
- O çok pahalı.
- O çok fazla pahalı.
O çok fazla pahalı.
mesela sevgilinizden ayrıldığınızda veya sevdiğinizi kaybettiğinizde.
Sevgilim, belki benden bir şey saklıyorsun.
- O çok fazla pahalı.
- Bu çok pahalı.
- O çok pahalı.
- Çok pahalı!
Bunun anlamı İtalyan şirketleri için inovasyon Almanlardan çok daha zor.
Tokyo dünyanın en pahalı kentidir.
O kadar da pahalı değildi.
Çok pahalı!
- Tom, aşırı fiyatlı bir kamera aldı.
- Tom çok pahalı bir kamera satın aldı.
"Bu tabloyu seviyor musun?" "Evet, ama çerçeve resimden daha pahalı sanırım. Onu nereden satın aldın?
Her şeyden önce, o çok pahalı.
Keşke o bu kadar pahalı olmasa.
"Nasıl buldun dostum?" dedi Tom gülümseyerek, "vezirimle seni mat etmemi?" Maria önce şok oldu, bu gözünden kaçmazdı. Kısa bir süre sonra gülümseyip "Peki atımla vezirini almama ne dersin?" diye yanıtladı ve atıyla hamlesini yapıp veziri tahtadan attı.