Examples of using "Valószínűtlen" in a sentence and their turkish translations:
Mümkün görünmüyor.
Bu oldukça imkansız.
Bu, olanakdışı.
Bu olası olmaz.
beklenmedik bir olay dizisi yaşanması gerekti.
O olası değil.
Kendi kendilerine çözüme ulaşma ihtimalleri pek yok.
İyileşmem pek mümkün olmadığından
Bugün balina görmemizin pek olası olmayacağını biliyorum.
O muhtemelen olmayacak.