Examples of using "Jobban" in a sentence and their turkish translations:
Daha iyi hissediyorum.
Sen daha iyi hissedeceksin.
Ben bisiklete binmeyi tercih ederim.
Kim daha iyi şarkı söylüyor?
Ben daha iyiyim.
Daha iyi hissediyor musun?
Onlar daha iyi biliyorlar.
Sen daha iyi bilirsin.
Biz daha iyi oynadık.
Daha iyi hissetmeye başlıyorum.
Kendine daha iyi bakmalısın.
Ben günbegün iyileşiyorum.
Daha iyi bilmelisin.
- Tom daha da iyileşiyor.
- Tom iyileşiyor.
- Tom'da ilerleme var.
Daha iyi hissediyor musun?
Seni her şeyden çok seviyorum.
Tom iyileşiyor mu?
Daha iyi yapmak zorundayız.
Bundan daha iyi biliyorsun.
Daha sıkı çalışmak zorundasın.
Tom'u daha çok seviyorum.
Tom daha iyi biliyor.
Hangisini tercih edersiniz?
En çok kimi seviyorsun?
Şimdi daha iyi misin?
Tom daha iyi biliyordu.
Tom daha çok çabalar.
Daha iyi yapacağım.
Daha iyi oynamak istiyorum.
Çok daha iyi hissediyorum.
Annem daha iyi hissediyor.
Hangisini daha çok seviyorsunuz?
ve o kadar çok acılarını hissederiz.
Kağıt üzerinde daha iyiydim tabii ki:
gerçekten de daha iyi hissetmeye başladım.
Hatta, bu hisse o kadar çok alışmıştım ki,
Ve bu insanları daha fazla memnun etti,
Çok daha iyi görünüyorsun.
Maden suyunu tercih ederim.
Sen kahveyi tercih edersin.
Daha iyi bilmeliydim.
Kimse bunu daha iyi yapamaz.
Çok daha iyi hissediyorum.
Onu bu şekilde tercih ederim.
Koyu kırmızıyı daha çok severim.
Eskisinden daha iyi hissediyorum.
Sanırım daha iyi hissediyorum.
Fransızca yazmayı tercih ederim.
Daha iyi hissediyorum.
Tom hiç iyileşmedi.
Gitsem iyi olur.
Şimdiden kendimi daha iyi hissediyorum.
Daha fazla konsantre olmalısın.
Daha fazla giysi giymeliyim.
Ben her zaman Tom'u daha çok sevdim.
- Tek başıma çalışmayı tercih ederim.
- Yalnız çalışmayı tercih ederim.
Köpekleri tercih ederim.
İş gelişti.
Daha iyi hissetmiyor musun?
Hangi rengi tercih edersiniz?
Yakında daha iyi hissedeceğini umuyorum.
Bunu daha iyi yapabilirdim.
Eve gitsen iyi olur.
Ben siyah olanını tercih ederim.
O, azar azar iyileşiyor.
- Kahve tercih ederim.
- Kahveyi tercih ederim.
İnşallah yarın daha iyi hissedersiniz.
Bana daha yakın sarıl, Tom.
Daha iyi bilmen gerekiyor.
Daha odaklanmış olmalıydık.
Onu herhangi birinden daha iyi tanıyorum.
Erkek kardeşimi benden fazla mı seviyorsun?
23 size daha iyi uyar.
Daha uzun, daha mı yakışıklıyız?
ben daha yavaş bir şeyle iyiyim.
bunun gibi şiddet olayları yıllardır giderek artıyor.
ve Phil benden daha iyi bilir
Karanlıktaysa... ...çok, çok daha iyi görürler.
Muhtemelen. Başarı sarhoşu.
detayları görmek için büyüttük.
Bunun sonucunda, değerlerinizle uyuşan bir şekilde
Bir daha ki sefer daha iyi yapmaya çalışın.
Yakında iyileşirsin.
Ben seni senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum.
Babam tekrar iyileşti.
Tenis oynamaktan daha iyi yemek pişirebilirim.
Ben siyahı tercih ederim.
Tom benden daha iyi tenis oynar.
- O benden daha iyi İngilizce konuşuyor.
- Benden daha iyi İngilizce konuşur.
- Benden iyi İngilizce konuşuyor.
Artık aynı fikirde değilim.
- Sen makyaj olmadan daha iyi görünüyorsun.
- Makyajsız daha iyi görünüyorsun.
Tom'un yakında iyileşeceğini umuyorum.
İyileşmeye başlıyorum zaten.
Onu daha iyi açıklamalıydım.
Daha çok dikkat etmeliydim.
- Onu benim tanıdığımdan daha iyi tanırsın.
- Onu benim tanıdığımdan daha iyi tanırsınız.