Translation of "Valaha" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Valaha" in a sentence and their turkish translations:

- Cigiztél már valaha?
- Dohányoztál már valaha?

Hiç sigara içtin mi?

Használtad valaha?

- Bunu hiç kullandın mı?
- Bunu hiç kullanmış mıydın?
- Bunu hiç kullandığın oldu mu?
- Bunu hiç kullandığın olmuş muydu?

- Voltál már valaha Disneylandben?
- Jártál már valaha Disneylandben?

Hiç Disneyland'da bulundunuz mu?

- Puskáztál valaha a vizsgán?
- Csaltál valaha a vizsgán?

Bir sınavda hiç kopya çektin mi?

Legyőzöm őket valaha?

Onları hiç çözebilecek miydim?

Valaha jegyesek voltunk.

Biz nişanlıydık.

Dolgoztál valaha Tomival?

Hiç Tom'la çalıştın mı?

Utaztál valaha egyedül?

Hiç yalnız seyahat ettin mi?

Látlak még valaha?

Seni hiç tekrar görecek miyim?

Valaha itt éltem.

Ben buraya yakın yaşardım.

Készítettél valaha fagylaltot?

Sen hiç dondurma yaptın mı?

Búvárkodtál már valaha?

Hiç aletli dalış denedin mi?

Voltál valaha Párizsban?

- Paris'te hiç bulundunuz mu?
- Hiç Paris'te bulundun mu?

Voltál valaha Indiában?

Hiç Hindistan'da bulundunuz mu?

Sakkoztál valaha Tommal?

Hiç Tom ile satranç oynadın mı?

- Tört el már valaha csontod?
- Eltörted már valaha a csontodat?

- Sen hiç kemik kırdın mı?
- Hiç kemiğin kırıldı mı?

Aki valaha nevelt növényt,

Bitki yetiştirmiş herkes

Édesanyám valaha úszóbajnok volt.

Annem bir zamanlar bir şampiyon yüzücüydü.

Láttál már valaha havat?

Hiç kar gördün mü?

Felhívtad valaha is Taninnát?

Hiç Taninna'yı aradın mı?

Borotválkoztál már valaha is?

- Hiç sakalını tıraş ettin mi?
- Hiç sakal tıraşı oldun mu?

Voltál már valaha szerelmes?

Hiç âşık oldun mu?

Láttál már valaha mókust?

Hiç sincap gördün mü?

Mary valaha csinos volt.

Mary güzeldi.

Tom valaha sovány volt.

Tom zayıftı.

Tom valaha gazdag volt.

Tom zengindi.

Tom valaha ronda volt.

Tom çirkindi.

Az valaha Tomé volt.

Bu Tom'a aitti.

Láttál már valaha ilyet?

Hiç bunu gördün mü?

Beszéltél már valaha Tommal?

Hiç Tom'la konuştun mu?

Láttál már valaha farkast?

Hiç kurt gördün mü?

Voltál már valaha külföldön?

Hiç yurt dışında bulundun mu?

Voltál már valaha ott?

- Hiç orada bulundun mu?
- Hiç oraya gittin mi?

Fogjuk látni valaha is?

Hiç onu görecek miyiz?

Ültél már valaha helikopterben?

- Hiç helikopterde oturdun mu?
- Helikoptere bindin mi hiç?

Meséltél nekem valaha Tomról?

Bana Tom'dan bahsedecek miydin?

Raboltak már valaha ki?

Bugüne kadar hiç soyuldun mu?

Itt valaha gőzmozdonyok jártak.

Buharlı trenler bir zamanlar buradan geçerdi.

Szorgalmas volt valaha még.

O çalışkandı.

- Jártál már Brazíliában?
- Jártál már valaha Brazíliában?
- Voltál már valaha Brazíliában?

Hiç Brezilya'da bulundun mu?

Amit mi, emberek valaha láttunk.

teknolojideki en hızlı devrimi gerçekleştiriyorlar.

Valaha itt volt egy templom.

Burada bir kilise vardı.

Olyan erős, mint valaha volt.

O, her zamanki kadar güçlü.

Zártad valaha ketrecbe a macskádat?

Sen hiç kedini kafese koydun mu?

Hallottál valaha valakit eszperantóul beszélni?

Hiç Esperanto konuşan birini duydun mu?

Olyan gyönyörűnek látszol, mint valaha.

Her zamanki kadar güzel görünüyorsun.

Vége lesz ennek valaha is?

Bu hiç bitecek mi?

Valaha nagyon hosszú hajam volt.

- Ben çok uzun saça sahiptim.
- Çok uzun saçım vardı.

Jobban szereti most, mint valaha.

Şimdi o, onu eskisinden daha çok seviyor.

- Ön látott már ufót?
- Láttál már valaha ufót?
- Láttál te már valaha ufót?

Hiç ufo gördünüz mü?

Ha összetörték valaha is a szívüket,

daha önce kalbiniz kırıldıysa,

Ezt most jobban tudjuk, mint valaha.

Bunu daha önce olduğundan daha iyi biliyoruz.

Aki valaha Emmyt nyert főszereplő kategóriában.

12 yıl geçti.

- Régen barátok voltunk.
- Valaha barátok voltunk.

Biz eskiden arkadaştık.

Elvitted valaha a gyerekeidet a strandra?

Sen hiç çocuklarını plaja götürdün mü?

Jöttek már ők valaha is pontosan?

Onlar hiç zamanında geldiler mi?

Kipróbáltad már valaha ezt a desszertet?

Bu tatlıyı hiç denediniz mi?

- Tanultál valaha régészetet?
- Tanultál már régészetet?

Hiç arkeoloji okudun mu?

Csókoltál már meg valaha egy lányt?

Hiç kız öptün mü?

- Láttál valaha cápát?
- Láttatok már cápát?

Hiç köpekbalığı gördün mü?

- Jártál már külföldön?
- Jártál valaha külföldön?

Hiç yabancı bir ülkeyi ziyaret ettin mi?

A legrosszabb vicc, amit valaha hallottam.

- Duyduğum en kötü şaka.
- Bu duyduğum en kötü şaka.

- Gondoltál már valaha arra, hogy feladod az állásod?
- Eszedbe jutott már valaha, hogy kilépsz a munkahelyedről?

Hiç işini bırakmayı düşündün mü?

A valaha érzett legszánalmasabb állapotban találtam magam...

Çünkü kendimi o ana kadar ki en içler acısı halde buldum.

és mikor elhagyott, magányosabb voltam, mint valaha.

daha yalnız hissetmeme yol açtı.

és mindenki, aki vezetett valaha sikeres vállalkozást,

ve başarılı iş yürütmüş herkes bilir ki

A valaha volt leggyorsabb ütemű fajkihalás zajlik,

Tarihin en hızlı nesil tükenme hızını yaşıyoruz

"Uram, állt már valaha pszichiátriai kezelés alatt?"

"Eeee, psikiyatrist tarafından daha önce tedavi edildiniz mi?"

Ez a legbutább dolog, amit valaha mondtam.

- Bu şimdiye kadar söylediğim en aptalca şey.
- Bu, söylediğim en aptalca şey.

Nem hiszem, hogy valaha is tudni fogjuk.

Bileceğimizi bile zannetmiyorum.

Valaha én is olyan voltam, mint te.

Ben bir zamanlar sana benziyordum.

Mutatta neked valaha Tom azt a levelet?

Hiç o mektubu Tom'a gösterdin mi?

Lakkoztad már valaha a körmeidet a lábujjaidon?

Ayak tırnaklarına hiç oje sürdün mü?

Mi a legkisebb távolság, amit valaha mértek?

Şu ana kadar ölçülen en küçük mesafe nedir?

Ez egy lányra emlékeztet, akik valaha ismertem.

Bu bana bir zamanlar tanıdığım bir kızı hatırlatıyor.

Ez a legkényelmesebb szék, amiben valaha ültem.

Bu şimdiye kadar oturduğum en rahat sandalye.

Felejtsd el, hogy valaha bármit is mondtam.

Şimdiye kadar söylediğim her şeyi unut.

Ez a legmagasabb épület, amit valaha láttam.

Şimdiye kadar gördüğüm en yüksek bina.

Valaha egy kis könyvesboltot vezettem egy bevásárlóközpontban.

Bir alışveriş merkezinde küçük bir kitapçı işletirdim.

Az apám valaha abba az étterembe járt.

Babam o restoranda yemek yerdi.

Ez a legérdekesebb könyv, amit valaha olvastam.

Bu şimdiye kadar okuduğum en ilginç kitap.

Ez a legnagyobb macska, amit valaha láttam.

Bu şimdiye kadar gördüğüm en büyük kedi.

Ez a legjobb film, amit valaha láttam.

Bu şimdiye kadar gördüğüm en iyi film.

Ez a legnagyobb hal amit valaha fogtam.

Bu şimdiye kadar yakaladığım en büyük balık.

Valaha a szultán uralkodott a mai Törökországon.

Bugünün Türkiye'sine bir zamanlar sultan egemen oldu.

Mivel valószínűtlen volt, hogy valaha is jobban legyek,

İyileşmem pek mümkün olmadığından

Aki valaha is nekifogott már a szekrénye lomtalanításának,

Eğer gardrobunuzu düzenlemeniz gerektiyse,

Oroszország ellenálló képessége nem hasonlít senkihez valaha találkoztam.

Rusya'nın dayanıklılığı, sahip olduğu her şeye benzemiyor hiç karşılaşmadım.

Az embereknek most több szabadidejük van, mint valaha.

İnsanların her zaman olduğundan daha çok boş zamanı var.

Azt mondta nekem, hogy valaha gazdag ember volt.

Bana bir zamanlar nasıl bir zengin adam olduğunu anlattı.

- Elcsúsztál valaha egy banánhéjon?
- Csúsztál már el banánhéjon?

Sen hiç muz kabuğunda kaydın mı?

Nem emlékszem, hogy valaha is találkoztam volna Tommal.

Tom'la karşılaştığımı hiç hatırlamıyorum.

Nem gondolom, hogy ezt valaha meg fogom szokni.

Buna alışacağımı sanmıyorum.

Mi a legijesztőbb dolog, ami valaha veled történt?

Şimdiye kadar başına gelen en korkutucu şey nedir?

Ez az első francia könyv, amit valaha elolvastam.

Bu şimdiye kadar okuduğum ilk Fransızca kitap.

- Cseréltél már pelenkát?
- Cseréltél már valaha is pelenkát?

Daha önce hiç bebek bezi değiştirdin mi?

Nem vártam, hogy Tomot valaha újra látom itt.

Şimdiye kadar Tom'u burada tekrar görmeyi ummuyorduk.