Examples of using "Régóta" in a sentence and their turkish translations:
Uzun zamandır seni tanıyorum.
Uzun zamandır seni seviyorum.
Uzun süredir bekliyor musun?
Uzun süredir seni görmedim.
Onu uzun zamandır tanıyorum.
- Uzun süredir Tom'u bekliyorum.
- Tom'u çok uzun zamandır bekliyorum.
Orada uzun zamandır mı çalışıyorsun?
Uzun bir süredir onu tanıyor muydun?
Onları uzun bir zamandır tanıyorum.
- Tom'u uzun zamandır tanıyor musun?
- Tom'u uzun zamandır mı tanıyorsun?
Biz uzun süredir buradayız.
Burada uzun süredir çalışıyor musun?
Uzun süredir Tom'u tanıyorum.
Uzun süredir birbirimizi tanımıyorduk.
Uzun zaman oldu!
Çok uzun zamandır beklemiyorum.
Uzun süredir birbirimizi görmedik.
Uzun süredir buna sahibim.
- Tom migrenden uzun zamandır çeken biri.
- Tom epeydir migrenden çekiyor.
Sheila ve ben eski arkadaşız.
Uzun süredir düşünmediğim şeyler hakkında.
ayrıca o kadar uzun zamandır inceleme yapmıyoruz.
Tom uzun zamandır Mary'yi tanıyor.
Tom uzun zaman önce öldü.
Tom uzun süredir burada.
Ben onu çok uzun bir süredir görmedim.
- Ben uzun bir zamandır yeni bir iş aramaktayım.
- Ben uzun bir süredir yeni bir iş arıyorum.
Tom uzun süredir Mary'yi sevmektedir.
Tom uzun süredir yalnız yaşıyor.
Uzun süre Tom'u bekledim.
Tom uzun süredir Mary ile arkadaş.
Bu, uzun zamandır sosyal ilişkilerde size oluyor.
O bilgi parçasına son erişilmesinin üzerinden uzun zaman geçti
çünkü kadın eskiden bu yana doğayla ilişkilendiriliyor.
Tom uzun süredir burada yaşamıyor.
Bunu çok uzun zamandır yapmak istiyordum.
Ne kadar süredir bizi izliyorsun?
Uzun süredir aradığım kitabı buldum.
Uzun bir süre yazmadığım için lütfen beni affet.
Uzun zamandır burada yaşıyorum.
- Uzun süredir seni görmedim.
- Seni uzun bir zamandır görmedim.
- Sizi uzun bir zamandır görmedim.
Uzun süredir Fransızca öğreniyorum ama henüz akıcı değilim.
Uzun zamandır seni bekliyordum.
Ta ki yeni bir dalga gelip reform yapıncaya kadar. Svoboda'yı uzun zamandır biliyorum
İnsanların uzun zamandır bir satranç bilgisayara karşı bir şansı yoktu.
Seni en son gördüğümden beri uzun bir zaman oldu.
Tom John ile Mary'nin ne kadar zamandır çıktıklarını merak etti.
Uzun süredir beklediğini biliyorum fakat sadece biraz daha bekler misin?
Biri bana onu sorduğundan beri uzun zaman geçti.
Tom uzun süre elbiseleri yıkamadı bu yüzden giymek için yeterince temiz bir şey olup olmadığını görmek için kirli elbiselerini araştırdı.
Bu ülkede, biz, yükvücut bir millet, yekvücut bir halk olarak yücelir veya düşeriz. Gelin, siyasetimizi uzun zamandır zehirleyen o aynı partizanlık, detaycılık ve hamlık duygularının cazibesine, hep birlikte karşı koyalım.