Translation of "Igazat" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Igazat" in a sentence and their turkish translations:

- Mondd el az igazat!
- Az igazat mondd!
- Mondj igazat!
- Igazat beszélj!
- Igazat mondj!

Gerçeği söyle.

- Igazat mondott.
- Az igazat mondta.
- Igazat beszélt.
- Az igazságot mondta.
- Igazat szólt.

Doğru konuştu.

- Igazat mondj mindig!
- Mindig igazat mondj!

Her zaman doğruyu söyle.

Mondjunk igazat!

Doğruyu söyleyelim.

Igazat mondasz?

Gerçeği söylüyor musun?

- Kérlek, mondj igazat!
- Kérlek, mondd el az igazat!
- Kérem, hogy igazat mondj.

Lütfen gerçeği söyle.

- Az igazat mondd el nekünk!
- Mondj nekünk igazat!
- Az igazat mondja nekünk!
- Mondja el nekünk az igazat!

Bize doğruyu söyle.

- Csak mondj igazat.
- Mondd csak el az igazat!

Sadece doğruyu söyle.

Az igazat mondja.

Onun konuşması doğrudur.

Mindig mondjunk igazat.

Birinin doğruyu söylemesi gerekir.

Tom igazat mond.

Tom gerçeği söylüyor.

Az igazat mondom.

Gerçeği söylüyorum.

Az igazat akarom!

Gerçeğe ihtiyacım var.

- Az igazat kellene mondanod.
- Az igazat kellene, hogy mondd.
- El kellene mondanod az igazat.

Gerçeği söylemelisin.

- Esküszik, hogy az igazat, és csakis az igazat mondja?
- Esküszöl, hogy az igazat mondod, és semmi mást, csakis az igazat?

Gerçeği ama yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?

- Kérlek, mondd meg nekem az igazat.
- Mondj igazat, kérlek.

Bana doğruyu söyle.

- Most elmondom az igazat.
- Most elmondom neked az igazat.

Ben şimdi sana doğruyu söyleyeceğim.

- Miért ne mondanék igazat?
- Miért ne mondanám el az igazat?

Neden gerçeği söylemedim?

Az igazat megvallva unom.

Gerçeği söylemek gerekirse, ondan bıktım.

Elmondom neked az igazat.

- Sana doğruyu söyleyeceğim.
- Sana doğruyu söylüyorum.

Az igazat mondta nekem.

Bana gerçeği söyledi.

Tudod, hogy igazat mondok.

Gerçeği söylediğimi biliyorsun.

Akarod tudni az igazat?

Gerçeği bilmek ister misin?

- Nem mondok igazat.
- Hazudok.

Ben yalan söylüyorum.

Úgy vélem, igazat mondasz.

Sanırım söylediğin doğru.

Tudni akartam az igazat.

Doğruyu bilmek istiyordum.

Tom nem mondott igazat.

Tom gerçeği söylemedi.

Egyikőtök nem mondott igazat.

Sizden biri gerçeği söylemedi.

Fontos, hogy igazat mondjunk.

Gerçeği söylemek önemlidir.

Tudnom kellett az igazat.

Gerçeği bilmek zorundaydım.

Az igazat mondod nekünk?

Bize gerçeği söylüyor musun?

Elmondod nekem az igazat?

Bana gerçeği söyler misin?

Megmondjam nekik az igazat?

Onlara gerçeği söylemeli miyim?

- Tom hazudik.
- Tom nem mond igazat.
- Tom nem az igazat mondja.

Tom yalan söylüyor.

- Nem mondok mást, csak az igazat.
- Csakis a színtiszta igazat mondom!

Gerçekten başka bir şey konuşmuyorum.

- Mondd el nekem az igazat.
- Mondd meg nekem az igazat!
- Nekem igazat mondj!
- Mondd el nekem az igazságot!

- Bana gerçeği söyle.
- Bana gerçeği anlat.

Tegnap elmondta nekem az igazat.

Dün bana gerçeği söyledi.

Valóban tudni akarod az igazat?

Gerçeği bilmeyi gerçekten istiyor musun?

Tudod, hogy Tom igazat mond.

Tom'un doğruyu söylediğini biliyorsun.

Az igazat megvallva, teljesen elfelejtettem.

- Doğruyu söylemem gerekirse, tamamen unutmuşum.
- Doğruyu söylemem gerekirse, tamamen unuttum.

El fogom mondani az igazat.

Ben gerçeği söyleyeceğim.

Megérdemlem, hogy tudjam az igazat.

Gerçeği bilmeyi hak ediyorum.

Tudnom kellett arról az igazat.

Onun hakkında gerçeği bilmek zorundaydım.

Elmondja nekem az igazat is?

Bana doğruyu söyler misin?

Elmondtad Tomnak az igazat, ugye?

Tom'a gerçeği söyledin, değil mi?

A legjobb az igazat mondani.

En iyisi gerçeği söylemek.

El kellett mondanom az igazat.

Gerçeği söylemek zorunda kaldım.

Mondd el nekik az igazat.

Onlara gerçeği söyle.

Mindig az igazat mondjuk egymásnak.

Birbirimize her zaman doğruyu söyleyelim.

Sikeresen rávette, hogy igazat mondjon.

O, başarılı şekilde ona gerçeği söyletti.

Szeretnéd, ha elmondanám az igazat?

Gerçeği söylememi ister misiniz?

Már elmondtam neked az igazat.

Ben zaten sana gerçeği söyledim.

Egyszer majd megtudod az igazat.

Bir gün gerçeği öğreneceksin.

- El kellene mondanom Tomnak az igazat.
- Meg kellett volna mondanom az igazat Tomnak.

- Tom'a gerçeği söylemem gerekirdi.
- Tom'a gerçeği söylemeliydim.
- Tom'a gerçeği söylemem lazımdı.

RH: Igen, szeretnénk, ha igazat mondanának.

RH: İnsanların doğruyu söylemesini istiyoruz

Ideje, hogy elmondd neki az igazat.

Ona gerçeği söyleme zamanı.

Majd hozzátette: Elmondom neked az igazat...

Ardından “Gerçeği söylüyorum...” diye ekledi.

El akarom mondani neked az igazat.

Sana gerçeği söylemek istiyorum.

Az igazat megvallva magányosnak éreztem magam.

Gerçeği söylemek gerekirse, kendimi yalnız hissettim.

Mondd el neki nyugodtan az igazat.

Ona sadece gerçeği söyle.

Az igazat megvallva, nem értek egyet.

Doğruyu söylemek gerekirse, ben aynı fikirde değilim.

Lehet, hogy Tom nem mond igazat.

Tom'un doğruyu söylememesi mümkündür.

Úgy tűnik, az igazat mondja Tom.

Tom doğruyu söylüyor gibi görünüyor.

Elvárom tőled, hogy az igazat mondd.

Senin bana doğruyu söylemeni bekliyorum.

Most mondtam el Tominak az igazat.

Sadece Tom'a gerçeği söyledim.

Nem szeretném megmondani Tomnak az igazat.

Tom'a gerçeği söylemek istemiyorum.

Tom végül is az igazat mondta.

Tom sonunda gerçeği anlattı.

Mondd el a zsaruknak az igazat!

Polislere doğruyu söyle.

El kell mondanod Tomnak az igazat.

Tom'a doğruyu söylemelisin.

Jobban teszed, ha megmondod az igazat.

Gerçeği söylesen iyi olur.

Az igazat megmondva, tényleg nem tudom.

Dürüst olmak gerekiyorsa, gerçekten bilmiyorum.

El tudnád mondani, kérlek, az igazat?

Lütfen bana gerçeği söyler misin?

Csak mondd meg nekem az igazat.

Sadece bana doğruyu söyle.

Az igazat megvallva ez nekem csípős.

Sana doğruyu söylemek gerekirse, bu benim için biraz çok baharatlı.

- Az igazat mondta.
- Elmondta az igazságot.

- O gerçeği söyledi.
- O doğruyu söyledi.

Megmondta az igazat, máskülönben megbüntették volna.

O gerçeği anlattı, aksi halde o cezalandırıldı.

A politikusok nem mindig mondanak igazat.

Politikacılar her zaman doğruyu söylemez.

Nem mondod el nekem az igazat.

Sen bana doğruyu söylemiyorsun.

El fogom mondani önöknek az igazat.

- Size gerçeği anlatacağım.
- Ben size gerçeği anlatacağım.

Az emberek nemsokára megtudják az igazat.

İnsanlar yakında gerçeği öğrenecek.

- Az igazat mondtam azzal, hogy szeretlek.
- Az igazat mondtam neked akkor, amikor azt mondtam, szeretlek.

Sana, seni sevdiğimi söylediğimde sana gerçeği söyledim.

Nem tudom kideríteni, miért nem mondott igazat.

Onun, niçin gerçeği söylemediğini anlayamıyorum.

Az igazat megvallva, nem vagyok az apád.

Doğruyu söylemek gerekirse, ben senin baban değilim.

Az igazat megvallva, nem mentem el oda.

Gerçeği söylemek gerekirse, oraya gitmedim.

El kellett volna mondanod Tomnak az igazat.

Tom'a gerçeği söylemeliydin.

- Nem mondott igazat.
- Nem az igazságot mondta.

Doğruyu söylemedi.

Nem volt bátorságom megmondani neki az igazat.

Ona gerçeği söyleyecek cesaretim yoktu.

Tom nem akarja, hogy megtudd az igazat.

Tom gerçeği bilmeni istemiyor.

Tomnak el kellett volna mondania az igazat.

Tom gerçeği söylemeliydi.

- Nem mond igazat.
- Nem igaz, amit mond.

Söylediği şey doğru değil.

Tom nem mondta meg nekem az igazat.

Tom bana gerçeği söylemedi.

- Nem hazudik Tom.
- Tom az igazat mondja.

Tom yalan söylemez.

Az igazság az, hogy nem mondott igazat.

- Gerçek onun yalan söylemesidir.
- Gerçek şu ki o yalan söyledi.

Holnap meg kell mondanom neki az igazat.

Yarın ona gerçeği anlatmam gerekecek.

Mondd meg az igazat: Létezik a Télapó?

Lütfen bana doğruyu söyle ; Noel Baba var mı?