Examples of using "Mégis" in a sentence and their turkish translations:
bunu yaptım.
Bunu nasıl unutabilirsiniz?
Yine de bu gözetim araçları,
Ama neredeyse hemen,
Bu sadece işe yarayabilir.
- Tom gene de yaptı.
- Tom yine de yaptı.
O, fakir olmasına rağmen mutludur.
ama bir o kadar da gerçek.
ama hislere çok fazla tepki veriyor.
Durum böyleyken tüm kalbimle inanıyorum ki
ama artık özgür hissettiriyor
ama planıma geri döndüm
Bu neden yaşandı?
Yine de Amerika hapsetme bağımlısı.
ve şu an 2018 yılındayız.
Buna karşın haklıydı.
Gelmiyorsun, değil mi?
Peki sence nereye gidecek?
Peki ya neden bizleri böyle etkiliyorlar?
Ama bir o kadar da kolay sözler.
teker teker bütün işlerimi kaybettim.
Yine de her zaman aleve bakarız.
Ama düşündüğümden de zordu.
fakat şimdiden yüz milyonlarca insan evlerinden izliyorlar
nasıl en iyisini yapacağız?
Ancak alacakaranlık bölgesi neredeyse araştırılmıyor.
Çok dikkatliydim fakat soğuk aldım.
Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.
Yorgun olmasına rağmen, çalıştı.
Bu zoraki görünebilir ama gerçek bir problemdir.
O, fakirdir, ama mutlu görünüyor.
George fakir, ama her zaman mutlu.
Ve hâlâ günden güne anlıyoruz ki
Güve, hiç değilse amacını gerçekleştirdi.
Ama gökyüzünün çok ufak bir kısmına işaret edebiliyor.
- Kaç defa sana söylemeliyim?
- Kaç kez sana söylemeliyim?
- Kaç defa sana demeliyim?
- Kaç kez sana demeliyim?
- Kaç kere sana söylemeliyim?
- Kaç kere sana demeliyim?
- Kaç sefer sana demeliyim?
- Kaç sefer sana söylemeliyim?
İçmem ama senin yüzünden sarhoşum.
O fakir ama mutlu.
Ancak bunların çoğu bizlerin görebildiği olaylar değil.
Peki ya müvekiller geri gelseydi?
Bununla birlikte, birçok kişi erken emekliliği tercih ediyor.
Tom ne kadar saf olduğumuzu düşünüyor?
Sana yardım etmek zorunda değildim, ama yardım ettim.
Yöntemim şaşırtıcı şekilde basit, ama etkisi büyük.
Bu bizim uzun zamanımızı aldı fakat sonunda onu bulabildik.
Karımın hataları var. Yine de, ben onu seviyorum.
- O zengin fakat bir dilenci gibi yaşar.
- O zengin ve bir dilenci gibi yaşıyor.
Onu hâlâ yapıyorum.
Onu yapmamalıydım ama yaptım.
Burada güneşte oturuyor olmama rağmen, hâlâ üşüdüğümü hissediyorum.
günümüzde işle ilgili birçok karar bu şekilde alınıyor.
çok büyük ve vatandaşların hayatlarını muazzam şekilde geliştiriyor.
Denize yakın yerde büyüdü fakat yüzmekten nefret eder.
O çok yoğundu ve yine de bize yardım etmeye geldi.
Az param var ama ben seninle mutluyum.
Pinokyo, tek başına olmasına rağmen, kendini cesurca korudu.
Tom'un bize yardım edebileceğini nasıl bildin?
Eldiven takmama rağmen parmaklarım üşüyordu.
Macarca konuşmasa da Macar olduğunu söylüyor.
ama göç idaresi yetkilileri onu yine de biz tahliye emri alana
ve “Mario, gerçekten almak istiyorum,” dedim.
Demek istediğim bu asla olmayacak bir hikâyeydi ama yine de başardı.
Marika Findir ama tıpkı Almanlar gibi Almanca konuşur.
Ne yapmam ya da yapmamam gerektiğini bana söylemeye nasıl cüret edersin!
Bunun ne olduğunu sanıyorsun?
Mary şişman olmasına rağmen oldukça güzel.
Severn Nehri sadece 354 km'dir, ancak İngiltere'deki en uzun nehirdir.
Ama buna rağmen, terörizm ve sahteciliğin ilişkisini gösteren bu kanıtlara rağmen,
Kulağa tuhaf geliyor ama yine de doğru.
Bütün bunlara rağmen, ben son derece gurur duyuyorum.
Çocuğun ifadesi hayal kırıklığını gösterdi, ama öyle olsa bile o umut ışığı ile yüzümüze baktı.
Bugün yaptığın hayır yarın unutulacaktır. Ancak hayır yap.
Bu ne anlama geliyor?
Bu hâlâ hiç yoktan iyidir.
Onu bilmemi nasıl bekliyorsun? Ben bir medyum değilim.
Çok ihtiyacım yoktu ama fiyat cazip diye aldım.
"Burada ne yapıyorsun?" "Sence ne yapıyorum?" "Ben de onu merak ediyorum."
Dili konuşmasa da Macar olduğunu söylüyor.
Dünyada en çok arzu edilen adam olamayacağımın farkındayım fakat hâlâ benimle çıkmayı düşüneceğinden ümitliyim.
Dili konuşmasa da Macar olduğunu söylüyor.
Aile ağacın dalları gibidir. Hepimiz farklı yönlere uzarız, ama kökümüz birdir.
- İyi de, siz kimsiniz?
- Peki sen kim oluyorsun?
Kim olduğunu sanıyorsun?
Benimle o tonda konuşmaya nasıl cüret edersin!