Examples of using "Lehetőséget" in a sentence and their turkish translations:
Fırsat için teşekkürler.
Bir fırsat gördüm.
Tom'a bir şans daha verdim.
Altın bir fırsatı kaçırdım.
Tom farklı olasılıkları düşünüyor.
Bana herhangi bir alternatif vermedin.
Biz başka seçenekler aramalıyız.
Bugün burada, sizlerin de nasıl dahil olabileceğinizi
Bundan dolayı diğer insanların da
tüm seçeneklerinizi dikkate almayı
Fırsatların geçip gitmesine izin vermeyin.
Tom başka bir şansı hak ediyor.
Fırsatı kaçırma.
Bu fırsatı kaçırmayın.
Bu fırsatı takdir ediyorum.
ve toplumun, daha derin bir sorumluluk seviyesine gelinmesine,
Şiddetli yoksulluğu sona erdirecek,
Bu, kaçırılmayacak kadar iyi bir fırsat.
kişiye iç gözlemini yapma imkanı veriyor,
Ona bir kaçma şansı verdiler.
Tom Mary'ye bir seçenek önerdi.
Bu fırsattan yararlanmalısın.
Bu fırsatı kaçırmayın.
Dünyayı daha iyi bir hale getirecek bir fikre
Başka bir şansın olmayabilir.
Bu olanağı iyi kullanman gerekir.
Bu inanılmaz fırsatı kaçırma.
İngilizceyi pratik yapmak için her fırsatı kullandı.
Tom bu fırsattan yararlanmalı.
Gelecek herkese umut ve fırsat sunuyor.
evde ve toplum içinde daha iyi bir faaliyet ve iklimi değişen
Bu olanağa sahip insan sayısı çok ama çok az.
Yerde güvendeyken her ihtimali düşünmem lazımdı.
Onun böyle bir fırsatı kaçırması üzücü bir durum.
Ben bu seçeneği düşünüyorum.
Tüm seçenekleri göz önünde bulundurmalıyız.
İkinci şey ise, bizler belediyeleri silahlandırmalıyız;
Susturmak için asla iyi bir şansı kaçırma.
- Bir deneyelim.
- Deneyip görelim!
Kuruluşunuz hakkında daha fazla bilgi edinmek için bize vermiş olduğunuz fırsat için teşekkür ederiz.
Bana bir şans daha vermek zorundasın.
- Her fırsatı değerlendir.
- Hiçbir şeyden eksik kalma.
- Tom bir şans daha aldı.
- Tom bir şans daha yakaladı.