Examples of using "Kabát" in a sentence and their turkish translations:
Bir paltoya ihtiyacı var.
O, mavi bir ceket giyiyordu.
Palto iyi uyuyor mu?
Bu ceket çok dar.
Bu ceketin modası geçmiş.
Hangi ceket senin?
Bu ceket bana iyi uyuyor.
O, kırmızı bir cekette karar verdi.
Bu ceket bana çok kısadır.
İstediğim ceket üç yüz dolara mal oldu.
Kabanın kollarından biri diğerinden daha kısa.
Bu ceket artık bana uymuyor.
İstediğim ceket üç yüz dolara fiyatlandırıldı.
Tom Mary'ye paltosuz dışarı gidilmeyecek kadar çok soğuk olduğunu söyledi.