Examples of using "Mellett" in a sentence and their turkish translations:
Onlar yan yana oturdular.
John'un yanına oturdum.
Tom'un yanında oturuyordum.
daha fazla ameliyat gerçekleştirdiler.
Gölün yakınında kamp yaptık.
O, erkek kardeşinin yanında duruyordu.
O, nehir boyunca yürüdü.
O yürüyerek evin yanından geçti.
O kapının yanındaydı.
Tom'un evinin önünden geçtim.
Banka postanenin yanındadır.
ve milyarlarca dolar kurtarabilir.
İlişkiler kurmayı vaat edecek misiniz?
Yatağının yanında oturmuş,
O, mavi bir elbisede karar verdi.
- O, kırmızı arabada karar verdi.
- Kırmızı arabaya karar verdi.
- Kararı kırmızı arabadan yana oldu.
Tom ile kal.
Pencerenin yanında oturmak ister misin?
Pencereler açık uyuma.
Roma'nın yakınında bir şehirde çalışıyorum.
O kırmızı bir arabada karar kıldı.
Tom annesinden yana oldu.
O, kırmızı bir cekette karar verdi.
- Daha önceki açıklamamın yanında duruyorum.
- Daha önceki açıklamamı destekliyorum.
- Tom, Mary'nin hemen yanında oturuyordu.
- Tom, Mary'nin yanıbaşında oturuyordu.
Bir tabelanın yanından geçtim: “Çıkmaz Sokak.”
Ve bu, tekrardan, aza indirgeme ve yeniden kullanma fikrini
arkadaşlarınızı savunmanız daha kolay olacaktır.
Ve kim olmayı seçtiğin de her şey demektir.
Kraliçe kralın yanında durdu.
Masanın yanında dört sandalye vardı.
Benim ülkemin okyanusa kıyısı vardır.
Avukat onun suçsuzluğu konusunda ısrar etti.
Onlar omuz omuza güreş tutuyorlar.
Hastane, okulun yanındadır.
İngilizceye ek olarak Fransızca eğitimi de alıyorum.
Fırın mezbahanın yanında.
Itfaiye istasyonu karakolun yanındadır.
Bir fincan kahve içerken sohbet edelim.
Tenis kortu yanında bir çeşme var.
Bu şartlar altında çalışmak istemiyorum.
Niçin Fransızca öğrenmeye karar verdin?
Nehrin yanında bir çelik fabrikası var.
Tom Mary'nin evinin önünden geçti.
Birleşik Devletler, Kanada ile sınırdaştır.
- Cesedin yanında bir mektup bulundu.
- Cesedin yakınında bir mektup bulundu.
Kapının yanındaki bisiklet benimdir.
Yanında durduğumuz göl, saf pil asidinden yapılmış.
Bugün ise bomba korumalı bir kamyonette bombayla yan yana duruyorsunuz.
Burada, yan yana duran iki evrene bakıyoruz.
AB'den çıkmak için oy verdiğini söyledi
O, masumiyeti konusunda ısrar etti.
Birlikte güvende hissedebileceğim birine ihtiyacım var.
Bir cerrah olmanın yanı sıra, o ünlü bir yazardı.
Tom hâlâ annesinin yanında uyuyor.
Tabii başka sebepler de vardı. Bu nedenle Pando şehrini ele geçirmek üzere ilerledik.
Bu yasa dışı parayla da
Ben istasyona yakınım.
Süpermarkete yakın, elli numaralı evde yaşıyoruz.
Tom Mary'nin söylediğini açığa çıkardı.
Biz deniz kenarında yaşıyoruz.
O denizin yanında yaşıyor fakat nasıl yüzüleceğini bilmiyor.
Sayılar kapılarda veya kapıların yanında.
Tom kutuları duvarın önüne yığdı.
Yanında oturduğun adam kimdi?
Ben nehir boyunca yürüdüm.
Tom'un Boston'un hemen dışında küçük bir çiftliği var.
Telsiz açıkken yattım.
Bir cerrahın dirsekleri yanlarında rahatça dinlenmeli.
Tom kaldırım boyunca yürüdü.
Pencerenin yanında duran kızı tanıyor musun?
Yıllar süren çapkınlıktan sonra, Tom sonunda Mary ile yuva kurdu.
Öğle yemeğinde onun hakkında konuşalım.
Bir kafatası şeklinde bir asteroid, Cadılar Bayramı'nda Dünya'nın yanından geçip gitti.
Bir dereye yakın yaşamak her zaman hayallerimden biri olmuştur.
Dişi, Ay küçülmeye devam ederken... ...en kara gecelerden en iyi şekilde faydalanmalı.
Ölüm cezasını destekler misin yoksa karşı mı çıkarsın?
Biz sınıra yakın yaşıyoruz.
Otobüs durağı bizim okulun yanındadır.
Benim evim kiliseye yakın.
Bu havada dışarı çıkmayıp evde oturmak en doğrusu.
Ama beş metrelik hayalet vatozlar bile denizlerdeki en büyük balığın yanında ufak kalır.
Havaalanının yanında bir oteli tercih ederim.
Hayatını eğitime adadı.
Tom gidişini ertelemeye karar verdi.
Bana benzeyen ve kız kardeşimin yanında duran adam benim ikiz erkek kardeşimdir.
İngilizcenin dışında, aynı zamanda matematik öğretir.
Motorlu araç kullananlar, bisikletlileri geçerken en az bir metre emniyet mesafesi bırakmak zorundalar.
Onun söylediğini görmezden gelmelisin.