Examples of using "Túl" in a sentence and their turkish translations:
Çok pahalı!
Bakıp da çok kahve tenli, çok şişman,
O çok fazla maliyetli.
- O çok sıcak.
- Çok sıcak.
Sanırım bu çok pahalı.
Risk çok fazla büyük.
Henüz hazır mısın?
Çok küçük, çok yavaş ve yeterli değil.
Çok zayıfsın.
Bu çok dar.
Çok fazla yemek yiyorsun.
Sen çok geç geldin.
Çok sıcak.
- O çok yaşlı.
- O, çok yaşlıdır.
- O çok büyük.
- Bu çok büyük.
O çok sarhoş.
Vakit çok geç.
Onlar çok zor.
Çok pahalı!
Çok tehlikeliler.
Bu çok iç karartıcı.
O çok tuzlu mu?
Çok tatlı
Çok pahalı!
O, çok duyarlıdır.
- O çok pahalı.
- Çok pahalı!
Çok küçüktün.
yine de çok geç kalınmış olur.
Çorba çok sıcak.
Tom çok endişeleniyor.
Çok fazla yemek yemeyin.
Tom çok geç geldi.
Çok küçüksün.
Çok fazla şey bekleme.
Çok karıştırmayın.
Fazlasıyla gerçek dışı.
Hayatta kalmak zorundasın.
Bu kaldırılamayacak kadar ağır bir yük;
Çok mu geç?
Tehlikeli bölge geride kaldı.
Çok küçüktü.
Siz çok çalışıyorsunuz.
- Ne kadar para?
- Çok fazla para mı?
O çok fazla.
O çok hızlı konuşur.
O, çok pahalıydı.
- O çok pahalı.
- O çok fazla pahalı.
Bu çok kısa.
Çok fazla çalışırım.
O çok mu büyük?
Çok hızlı gidiyor muyum?
Tom çok genç.
- Çok hızlı mı konuşuyorum?
- Çok mu hızlı konuşuyorum?
Biz hayatta kalacağız.
O çok kolay.
Ben çok sarhoşum.
Aşırı tepki göstermeyelim.
Ben hayatta kalacağım.
O, hayatta kalacak.
Onlar hayatta kalacak.
Aşırı tepki göstermeyi bırak.
O çok içer.
- Bunun üstesinden geleceğiz.
- Bunu başaracağız.
Seçmesi çok zordur.
Çok şey biliyorsun.
Çok fazla okuyorsun.
Sen çok uzakta oturuyorsun.
Çok geç mi?
Sen çok mütevazı oluyorsun.
Çok uzun zaman alıyor.
O çok fazla yiyor.
- O çok fazlaydı.
- Bu çok fazlaydı.
O çok küçüktü.
O çok kolaydı.
Ben çok kısayım.
Çok tatlı değil.
Onlar çok kısa sürede geldi.
- O çok büyük.
- Çok büyük.
Çok fazla çalışıyorum.
Ben çok fazla biliyordum.
Çok fazla söyledim.
Onlar çok fazla içer.
Çok fazla içiyorsun.
- Çok gençtin.
- Çok gençtiniz.
- Çok küçüktün.
- Çok küçüktünüz.
Tom çok fazla seçici.
Çok uzağa gittik.
Çok uzak değil.
O çok hızlı oldu.
Ben bunu atlatacağım.
- Bu çok kötü.
- Ne yazık!
- Vah vah!
Çok geç.
Bu çok zor.
Bu çok tehlikeli.
Çok uzakta yaşıyorum.