Examples of using "Esik" in a sentence and their turkish translations:
Yağmaya devam ediyor.
- Hava yağmurlu.
- Yağmur yağıyor.
Hâlâ yağmur yağıyor.
Burada yağmur yağıyor.
Orada yağmur yağıyor mu?
- Yağmur yağıyor mu?
- Yağmur mu yağıyor?
Yağmur yağıyor.
Yeniden yağmur yağıyor.
Hâlâ yağmur yağıyor mu?
Yakında yağmur yağacak.
Pazar günü yağar.
Şimdi yağmur yağıyor mu?
Dolu yağıyor.
Şimdi yağmur yağıyor.
Yarın yağmur yağacak mı?
Muhtemelen yağmur yağıyor.
Yağmur yağmıyor.
Çok yağmur yağıyor.
Eğer yağmur yağarsa kalacağım.
- Üç gündür aralıksız yağmur yağıyor.
- Üç gündür aralıksız yağıyor.
Salı gününden beri yağmur yağıyor.
Isı düşüyor.
Haziranda çok yağmur yağar.
Şimdi şiddetli yağmur yağıyor.
Henüz yağmur yağmıyor.
Yine yağmur yağıyor!
- Pazar gününden beri yağmur yağıyor.
- Pazardan beri yağmur yağmaktadır.
Kar yağıyor.
Bu aralar sürekli yağmur yağıyor.
Yağmur yağabilir.
Burada da yağmur yağıyor.
Yine yağmur yağıyor.
- Şimdi yağmur yağmıyor.
- Artık yağmur yağmıyor.
Yağmur yağıyor.
Yağmur yağarsa, beni ara.
Jenerasyonlar hakkında konuşmaya başladığımızda
Geçen perşembeden beri yağmur yağıyor.
Yağmur yağarsa beni ara.
Her zamankinden daha kötü yağmur yağıyor.
Geçen Pazardan beri yağmur yağıyor.
Kar yağıyor.
Bugün konsantre olmakta zorlanıyorum.
Bak! Kar yağıyor.
Yağmur yağdığında, otobüse biner.
Burada yağmur yağıyor.
- Ülkenizde çok kar var mı?
- Ülkende çok kar var mı?
Dışarıya çıkma. Yağmur yağıyor.
Umarım yarın yağmur yağmaz.
Yakında yağmur yağacak.
ve belki de uzmanlık alanınızın dışında olsa da
Yağmur yağarsa maç ertelenecek.
Eğer yağmur yağarsa,gezi iptal edilecek.
Burada neredeyse hiç yağmur yağmaz.
İki gündür yağmur yağmaktadır.
Noel bu yıl Pazar gününe denk geliyor.
Burada nadiren kar yağar.
Kalbimde yağmurlar yağıyor.
Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağım.
Bu günlerde, sık sık yağmur yağar.
Burada sık sık yağmur yağar.
Mısır'da Japonya'dakinden daha az yağış var.
Yağmur yağarsa ne yapacaksın?
Yağmur yağarsa evde kalırız.
Yağmur yağıyor ve biz pencereleri kapatmayı unuttuk.
Her yağmur yağdığında çatı sızdırır.
Yedi gün boyunca yağmur yağdı.
Yağmur yağsa bile oraya gideceğim.
Yağmur yağdığı zamanlar dışında her gün yürüyüşe çıkıyorum.
Yağmur yağsa bile gideceğim.
- Yağmur yağarken dışarı çıkmayı sevmem.
- Yağmur yağıyorken dışarı çıkmayı sevmem.
Balık kavağa çıkınca!
Yağmur yağıyor ama herhangi bir şekilde gideceğiz.
Bu sabahtan beri yağmur yağıyor.
Yarın yağmur yağarsa, oraya arabayla gideriz.
Yağmur nedeniyle evde kalıyoruz.
Eğer yarın yağmur yağarsa, arabayla geleceğiz.
Bu koltuk oturmak için rahat.
Geçen Pazartesiden beri yağmur yağıyor.
Yağmur yağsa bile golf oynayacak.
Haziran ayında her gün durmadan yağmur yağar.
Yağmur yağsa bile gitmek zorundayım.
Ne olursa olsun, o orada olacak.
- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Armut dalının dibine düşer.
Hâlâ oldukça yoğun kar yağıyor.
Kar yağıyor.
Armut dalının dibine düşer.
Bu sandalye oturmak için gerçekten rahat.
Çok bulutlu. Sanırım yağmur yağacak.
Bu roman benim okuyamayacağım kadar zor.
Yağmur yağsa bile, bisiklet sürmeye giderim.
ne tür bir dokunuşun kötü hissettirdiğini daha iyi bilebilirsiniz
Yollarındaki sayıca fazla Fransız kuvvetleri sadece geri çekilin.