Translation of "Bent" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Bent" in a sentence and their turkish translations:

Bent vagyunk.

Biz içerideyiz.

Bent vagyok.

İçerideyim.

Maradj bent!

İçerde kal.

Bent maradtam.

Ben içeride kaldım.

Bent vártam.

İçeride bekledim.

Ők bent vannak.

Onlar içeride.

Van bent valaki.

İçeride birisi var.

Mi volt bent?

İçinde ne vardı?

Tom nincs bent.

Tom içerde değil.

Tom bent van.

Tom içeridedir.

Tom bent van?

Tom içerde mi?

Valaki van bent.

İçeride biri var.

Egész nap bent voltam.

Bütün gün evdeydim.

Hideg van itt bent.

Burası soğuk.

Bent vagyok a házban.

- Ben evdeyim.
- Evdeyim.

Mind ott vannak bent.

Hepsi oradalar.

Tudom, hogy bent vagy.

Orada olduğunu biliyorum.

Tomi tényleg bent van?

Tom gerçekten orada mı?

Tom most nincs bent.

Tom şu anda burada değil.

Huzat van itt bent.

Burada bir taslak var.

Mindegy, hova, csak bent legyen.

Neresinde olduğu önemsiz. Sadece içinde bir yerde.

Nagyon meleg van itt bent.

Evde hava çok sıcak.

Bent, a sátorban jön a meglepetés.

Şaşkınlık verici bir durum.

Jobban szeretnék kimenni, mint bent maradni.

İçeride kalmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.

- Még benn vannak.
- Még bent vannak.

- Onlar hâlâ içeride.
- Hâlâ içerideler.

- Nincs bent semmi.
- Nincs semmi odabent.

İçeride kimse yok.

- Itt bent várok rád.
- Idebenn megvárlak.

Burada seni bekleyeceğim.

- Maradj idebent, kérlek!
- Kérlek, maradj bent!

Burada kal lütfen.

Az eső miatt bent kellett piknikeznünk.

Yağmurdan dolayı pikniğimizi içeride yedik.

Bent szögletes asztalka állt lecsavarozva a padlóhoz,

Yere monte edilmiş küçük, kare bir masa,

A sebész bent felejtett valamit a páciensében.

Cerrah hastanın içinde bir şey unuttu.

Kell nekünk egy kis fény itt bent.

Burada biraz ışığa ihtiyacımız var.

- A házban vagyok.
- Bent vagyok a házban.

- Ben evdeyim.
- Evdeyim.

Tom egész idő alatt itt bent volt.

Tom her zaman buradaydı.

Több időt kellene kint, és kevesebbet bent töltened!

Dışarıda daha fazla zaman ve içeride daha az zaman harcamalısın.

- Tartsd a kölyköket bent.
- Ne engedd ki a srácokat.

Çocukları içeride tutun.

Tom! Válaszolj! Tudom, hogy ott bent vagy, tudom, hogy hallasz.

Tom! Bana cevap ver! Orada olduğunu biliyorum ve beni işitebileceğini biliyorum.

Mondta a gyerekeknek, hogy bent maradhatnak, ha nem csapnak zajt.

Çocuklara gürültü yapmazlarsa bu odada kalabileceklerini söyledi.

- Ki más volt itt benn?
- Ki más volt itt bent?

Başka kim buradaydı?

- Most Mari szobájában van Tomi.
- Bent van most Tomi Mari szobájában.

Tom şu anda Mary'nin odasında.