Translation of "Barátságos" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Barátságos" in a sentence and their turkish translations:

Mindenkivel barátságos.

O, herkese karşı cana yakındır.

Tom barátságos.

Tom cana yakındır.

Légy barátságos!

Yakınlık gösterin.

Ő barátságos velünk.

O bize karşı çok samimidir.

Minden osztálytársával barátságos.

O, bütün sınıf arkadaşlarına karşı samimidir.

Tom rendkívül barátságos.

Tom son derece arkadaş canlısıdır.

Ma nagyon barátságos.

O bugün çok nazikleşiyor.

Ő egy barátságos ember.

O dost bir kişidir.

A lovak barátságos állatok.

Atlar cana yakın hayvanlardır.

Az osztályában mindenkivel barátságos.

O, sınıfındaki herkese karşı samimidir.

Csak barátságos próbálok lenni.

Ben sadece samimi olmaya çalışıyorum.

Mindenki nagyon barátságos volt.

Herkes gerçekten samimiydi.

Csak próbált barátságos lenni.

Sadece arkadaş canlısı olmaya çalışıyordu.

Tom nagyon barátságos velünk.

Tom bize karşı çok samimi.

A ló egy barátságos állat.

At dost bir hayvandır.

Tom nagyon barátságos és nyitott.

Tom çok samimi ve içi dışı bir.

Tom nemcsak barátságos, nagylelkű is.

Tom sadece samimi değil aynı zamanda cömerttir.

A török nagyon barátságos nép.

Türkler çok arkadaş canlısı bir ulustur.

Ken barátságos embernek néz ki.

Ken arkadaş canlısı bir kişi gibi görünüyor.

Barátságos légkör van az irodában.

Büroda samimi bir atmosfer var.

De amikor barátságos arcot kell találniuk

ama onların ihtiyacı güler yüzlü birini,

Légy barátságos a körülötted lévő emberekkel.

Etrafındakilere karşı kibar ol.

- Légy kedves mindenkihez.
- Légy barátságos mindenkivel.

Herkese nazik olun.

Ez egy nyugodt és barátságos hely.

Burası sakin ve sıcak bir yer.

Pl. a barátságos játékosok "Pajtás" rangot kapnak,

Örneğin herkese arkadaş canlısı olana "ahbap",

A mi tanárunk egyszerre szigorú és barátságos.

Bizim öğretmenimiz hem sert hem de yumuşak huyludur.

A hotel recepciósa egyáltalán nem volt barátságos.

Oteldeki resepsiyonist asık suratlıydı ve hiç de arkadaş canlısı değildi.

A barátom okos, jóképű és még barátságos is.

Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır.

- Kedves volt hozzám Tomi.
- Barátságos volt velem Tomi.

Tom bana karşı samimiydi.

Bírom őt, nem azért, mert barátságos, hanem mert becsületes.

Onu kibar olduğu için değil ama onurlu olduğu için seviyorum.

Meglep, hogy szerinted Tomi barátságtalan. Hozzám mindig nagyon barátságos volt.

Tom'u hasmane bulduğuna şaşırdım. O her zaman benim için mükemmel bir dosttu.