Examples of using "Annyi" in a sentence and their turkish translations:
Yapacak çok şeyim var.
- Yapılacak çok şey var.
- Yapacak çok şey var.
Paramız yok.
- Gücümüz yok.
- Yetkimiz yok.
"Benimle aynı yaşta.
Onlara bir sürü şey eklediler.
Neredeyse zamanı.
Yapacak çok şeyimiz kaldı.
Bana çok şey öğrettin.
Keşke yeterli paramız olsaydı.
pek çok çalışma aynı şeyi gösteriyor.
- O az çok benim yaşımda.
- O aşağı yukarı benim yaşımda.
- O yaklaşık olarak benim yaşımda.
- O neredeyse benim yaşımda.
Bizi bulurlarsa bittik.
Benim yaşımdasın.
En azından özür dilemelisin.
- Düşündüğün kadar çok paraya sahip değilim.
- Düşündüğün kadar çok param yok.
Tom'un sahip olduğu kadar çok sayıda kitabım var.
Bunun gibi çok fazla örnek var.
Ay'daki kraterlerin sebebi de bu.
Saygı "İyi günler" "Günaydın"
Fiyatı nedir?
Ben senin yaşının iki katı yaşa sahibim.
Senin sahip olduğunun on katı kadar çok kitaba sahibim.
O, inanılmaz derecede aptaldır.
Tom babam kadar yaşlı.
- Tom benimle aynı yaşta.
- Tom tam benim yaşımda.
Sana söylemem gereken çok şey var.
İstediğin kadar çok şeftali al.
Bakabildiğim kadar sözlüğe baktım.
Senin sahip olduğunun dört katı daha fazla CD'lerim var.
Buna emin olmak da zor.
Ancak, ilk kez, bu beni umutsuzlukla doldurmadı.
O kadar çok ödemeyi göze alamam.
Çok sorum var.
Burada bu kadar çok insan olacağına dair hiçbir fikrim yoktu.
Büyük bir potansiyele sahipsin.
Sana ödemeyi göze alamam.
Sadece sorman gerekiyor.
Kullanabildiğimiz kadar aracı kullanmalıyız ki,
normal bedene kıyasla beş kat daha fazla kana sahip.
Saygı, önündeki kişinin gözünün içine bakmaktır,
O kadar meşgulüm ki ayıracak zamanım yok.
Kız kardeşim benim sahip olduğumun üç katı kadar çok kitaba sahiptir.
Tom Mary'ye niçin o kadar çok yiyecek aldığını sordu?
Yolumuzu bulmanın ilk yolu da
Plankton ve mikroorganizmalar atmosfere oksijen bırakıyorlar,
Şu an ufak bir deniz biyoloğu gibi. Çok şey öğrendi.
Birkaç şey bize müzik kadar çok zevk verir.
Evliliğimiz bitti.
Neden bu kadar çok kurabiye satın aldın?
- Tom, kendisine söyledikleri kadar ücret almadı.
- Tom'a, kendisine taahhüt edildiği kadar ödeme yapılmamış.
mecaz ve anlam açısından insan kalbi kadar ilham verici değil.
Tek işleri, tesisi parçalara ayırmak
Bu ayı, karanlıkta iki kat daha iyi balık tutabildiğini öğrenmiş.
Onun çok parası var.
Ben senin yaşındayken Plüton bir gezegendi.
Sadece bunu canım istemiyor.
Kendini bu duruma düşürmemen gerektiğini bilmeliydin.
Ben onun kadar yaşlıyım.
Tom hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmaktan daha iyisini bilir.
Ben bu yıl mümkün olduğu kadar çok İngilizce kitap okumak istiyorum.
Keşke Tom'un zekasına sahip olsam.
Bu kadar çok kan asla görmedim.
Tom Mary'ye biraz para teklif etti.
- Ben aynı yaştayım.
- Benzer yaştayım.
- Tom almaya ihtiyacı olduğu şey için parasının zar zor yettiğini fark etti.
- Tom alması gerektiği şeyleri alabilmek için parasının ucu ucuna yettiğini fark etti.
Hayır, bu asla olmazdı. Hayır. Asla o kadar param olmazdı, çoktan harcamış olurdum.
10.000 zayiat karşılığında, Ruslara iki katı zayiat vermişti
Her ikimiz de Türkiye'yi on kereden daha fazla ziyaret etmemize rağmen hala görecek çok şey var.
Asansör hizmet dışı, bu yüzden merdivenle çıkmamız gerekecek. En azından sadece iki kat var!
Yapman gereken tek şey sormaktı ve istediğin kadar çok parayı sana ödünç verirdim.
Bütün bildiğim onun Çin'den geldiğidir.
Bir aslan kesinlikle tek sırtlandan çok daha güçlüdür ancak orada aslanların üç katı kadar fazla sırtlan vardı.
- Kızlar, arılar kadar meşguller.
- Kızlar arılar gibi meşguller.
Her şeyi almak için yeterli paramız olduğundan emin misin?
- Sürücü ehliyeti almak için yeterli yaşta değilsin.
- Sürücü ehliyeti almak için yaşınız yeterli değil.
- Sürücü belgesi almak için yaşın yeterli değil.
En azından hastalığında sağ duyu gösterip içki içme bari.
Bir bilgisayar daha almaya gücüm yetmiyor.
- Lütfen çok fazla gürültü yapma.
- Lütfen bu kadar fazla ses yapma!