Examples of using "Dolgom" in a sentence and their turkish translations:
Yapacak çok şeyim var.
Yapacak işlerim var.
Yapacak şeylerim vardı.
işlerimi yapıyordum
Ben meşgulüm, Tom.
Yapacak çok şeyim var.
Yapacak daha iyi bir şeyim yok.
Ben de meşgul değilim.
İnsanlığımın amacı ne?
O benim kendi işim.
Yapacak daha önemli işlerim var.
Yoğun bir öğleden sonra geçirdim.
Ne yazık ki yapmam gereken işler var.
Biraz acelem var.
Bir şey yapmak zorundayım.
Son zamanlarda yapacak çok işim var.
Yapacak daha iyi bir şeyim yoktu.
Yapacak çok fazla işim var.
Başkan olduktan hemen sonra, Sierra Leone'nin
İnsanlığımın amacı neydi?
Bugün yapacak oldukça çok şeyim var.
Biraz meşgulüm.
Sadece işimi yapmaya çalışıyorum.
Yoğun bir hafta geçirdim.
Yapmak zorunda olduğumu yapıyorum.
Şu an yapacak çok işim var.
- O benim işim değil.
- O beni ilgilendirmez.
Ben üzerime düşeni yapıyorum,
Şimdi yapacak işim var.
Söylemek bana düşmez.
Bu hafta çok meşguldüm.
Özellikle, artık çiftçilikle geçinemeyen
Meşgul olacağım için yarın seni ziyaret edemeyeceğim.
Şimdi konuşamam. Çok meşgulüm.
Farkında mısın bilmiyorum ama meşgulüm.
Yapacak çok işim var.
- Yapmak istediğim bazı şeylerim var.
- Yapmak istediğim bazı şeyler var.
Kiminle uğraştığımın farkındayım.
Meşgul olmayı severim.
Bugün yapacak bir sürü işim var.
O, benim meselemdir.
O kadar meşgulüm ki ayıracak zamanım yok.
Bugün meşgulüm.
Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.
Sabahları kalkmak için sabırsızlanıyorsun. Her küçük işareti,
Yapacak bazı şeylerim vardı.
Pazartesi benim en yoğun günümdür.
Ben oldukça meşguldüm.
Gelecek hafta yoğun olacak.
Çamaşır yıkamak benim işim.
Belki de benim görevim; evrenin bana gösterdiklerini dinlemek
Bugün çok yoğunum ama yarın seninle öğle yemeği yemeyi çok isterim.
Sadece işime karışma.
- Bir arı gibi meşgulüm.
- Başımı kaşıyacak vaktim yok.
Ben sadece işimi yapıyorum.