Examples of using "Wichtiges" in a sentence and their turkish translations:
Önemli bir şey
Gerçekten önemli bir kavram.
önemli bir davranıştır
önemli bir olaydır
Önemli bir şey var mı?
Sana önemli bir haberim var.
Sana önemli bir şey söylemek zorundayım.
Önemli bir şey biliyor gibi görünüyor.
Bu önemli bir olay.
Ona söylemem gereken önemli bir şey var.
Onunla konuşmam gereken önemli bir şey var.
Bildirecek önemli bir şeyim var.
Sana önemli bir şey söylemek istiyorum.
Tom'la tartışacak önemli bir şeyim var.
Önemli şeyler için asla zamanın yoktur!
Önemli bir şey var mı?
Benim için çok önemli olan bir şey kaybettim.
Bugünkü gazete önemli bir şey içermiyor.
Söyleyecek çok önemli bir şeyim var.
Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.
Böyle önemli bir şeyi unutacak kadar ne kadar ihmalkarsın!
TK: Bence çok önemli bir noktaya değindiniz.
Onlar çok önemli bir konuyu tartışıyor görünüyordu.
Bu hikaye koronavirüsle ilgili bir şeye dikkat çekiyor...
"Yüz maskesi kullanmanın bir görsel mesajı var:
Bu yıl benim için önemli bir yıldır.
Tom yapacak önemli bir şeyi olduğunu söyledi.
- Bence önemli bir olay.
- O bence önemli bir etkinlik.
Bana söyleyecek çok önemli bir şeyi var.
Televizyon bilgi sağlamak için çok önemli bir araçtır.
Tom önemli bir şey hakkında bizimle konuşması gerektiğini söylüyor.
Bende önemli bir şeyi unutuyoruz gibi bir his var.
Beş köşeli yıldız büyücülükte önemli bir semboldür.
Bütçe açığının azaltılması hükümetin büyük bir endişesidir.
Tom Mary'ye önemli bir şey söylemeye çalışıyordu fakat o dinlemiyordu.
Görüşmek zorunda olduğumuz çok önemli bir şeyimiz var.
Çok önemli bir telefon görüşmesi yapmak üzereyim.
Sanırım Tom bize önemli bir şey söylemek için buraya geldi.
- Kusura bakma, sana önemli bir şey söylemeyi unuttum.
- Üzgünüm, sana önemli bir şey söylemeyi unutmuşum.
Bu öğleden sonra katılmak zorunda olduğum önemli bir toplantım var.
Önemli olsaydı, onu yapardım.
Suchet'e güneydeki Fransız kuvvetlerinin komutasını verdi - çok az kişinin daha uygun olduğu
Mary'yi gördüğüm her seferde, ondan yeni ve önemli bir şey öğreniyorum.
Paskalya İsa Mesih'in dirilişini kutlayan önemli bir Hıristiyan bayramıdır.
Eğer önemli bir şey olmasaydı,Tom bunu bana vermezdi.
Yüzlerce diş hekiminin katıldığı kongrede, AIDS endişesi önemli bir tartışma konusu oluşturdu.
Şimdi bunu dinlemek için havanda olmayabilirsin ama sana önemli bir şey söylemem gerekiyor.
Tom, işiniz bittiğinde lütfen ofisime gelin. Sana önemli bir şey söylemeliyim.
Niçin o kadar mühim bir şeyi söylemek için beni uyandırdın? Şimdi, asla işime konsantre olamayacağım.