Examples of using "Verzögern" in a sentence and their turkish translations:
Bu, benim gezimi uzun bir süre geciktirecek.
Trenin kalkışı ertelenecek.
Shevardino'daki bir başka ileri seviye düşmanın ilerlemesini ertelemesi bekleniyor.
Bu ayın meselesinin yayımlaması olasılıkla gelecek haftaya ertelenecek.
Bayanlar baylar, havaalanındaki bir kaza sebebiyle varışımız gecikecek.
Almanya'da yine kar yağdı. Maalesef tavşanımız kaza geçirdi. O yüzden teslimat biraz gecikerek daha sonra gönderilecektir. Yine de mutlu Paskalyalar!