Translation of "Umarmen" in Turkish

- Darf ich dich umarmen?
- Darf ich Sie umarmen?
- Darf ich euch umarmen?

Seni kucaklayabilir miyim?

Wir umarmen uns."

Sarılıyoruz.''

- Lass dich drücken!
- Lass dich umarmen!
- Lassen Sie sich umarmen!

- Dur sana bir sarılayım.
- Sana sarılmama izin ver.

Sie will ihn umarmen.

O, ona sarılmak istiyor.

- Willst du mich immer noch umarmen?
- Möchten Sie mich immer noch umarmen?

Hâlâ bana sarılmak istiyor musun?

Sie wollte den Baum umarmen.

Ağaca sarılmak istedi.

Ich möchte dich einfach umarmen.

Sadece sana sarılmak istiyorum.

Tom versuchte, Maria zu umarmen.

Tom, Mary'yi kucaklamaya çalıştı.

Lass dich zum Abschied umarmen.

Sana bir sarılıp vedalaşayım.

Sie können Geld umarmen und schlafen

Paraya sarılıp uyuyabilirsin

Sie hörten auf, sich zu umarmen.

Sarılmaktan vazgeçtiler.

Tom und Maria hörten auf, sich zu umarmen.

Tom ve Mary sarılmayı bıraktı.

- Darf ich dich drücken?
- Kann ich dich umarmen?

Sana sarılabilir miyim?

- Tom setzte den Gitarrenkasten ab, damit er Maria umarmen konnte.
- Tom setzte den Gitarrenkasten ab, um Maria umarmen zu können.

- Tom gitar kutusunu yere bıraktı böylece Mary'ye sarılabildi.
- Tom Mary'ye sarılabilmek için gitar kutusunu yere bıraktı.

„Möchtest du mich umarmen oder küssen?“ – „Sowohl als auch.“

"Bana sarılmak mı yoksa öpmek mi istersin?" "Her ikisini de yapmak isterim."

Ich kann es nicht erwarten, dich wieder zu umarmen.

Sana tekrar sarılmak için sabırsızlanıyorum.

Und Menschen, die ihr Telefon umarmen, um um Hilfe zu bitten

ve yardım istemek için telefonuna sarılıyor insanlar

Ich kann Tom nicht umarmen, wenn er nicht umarmt werden will.

O sarılmak istemezse Tom'a sarılamam.

- Umarme Tom!
- Umarmen Sie Tom!
- Umarmt Tom!
- Drückt Tom!
- Drücken Sie Tom!
- Drück Tom!

Tom'a sarıl.

Obwohl es gegen die Firmengrundsätze verstößt, küssen und umarmen sich Tom und Maria bei jeder Begegnung.

Şirket politikasına ters olmasına rağmen, Tom ve Mary her karşılaşmada öpüşür ve birbirlerine sarılırlardı.