Examples of using "Tafel" in a sentence and their turkish translations:
Tahtaya bakın.
Tom bir kalıp çikolata satın aldı.
Herkes tahtaya baksın.
Mary Londra'da bir yemek bankası çalıştırıyor.
Tom tahtadan geri çekildi.
Öğretmen tahtaya işaret etti.
O tahtaya iki kare çizdi.
Bir kara tahta, siyah olmak zorunda değildir.
Öğretmen için kara tahtayı sildim.
Tom tahtaya iki kare çizdi.
Ben onu tahtaya yazacağım.
Tom tahtaya bir şey yazdı.
Öğretmen tahtaya yazıyor.
Ann tahtaya bir şeyler yazdı.
Tom tahtaya ne yazdı?
Cümleni tahtadakiyle karşılaştır.
Öğretmen tahtaya İngilizce cümleler yazdı.
Matematik öğretmenimiz tahtaya bir daire çizdi.
Tom tahtaya adını yazdı.
Öğretmen tahtaya onun ismini yazdı.
Çevirini tahtada olanla karşılaştır.
Tom çikolatasını arkadaşıyla paylaştı.
Adımın tahtaya yazıldığını buldum.
Tahtada ne yazılı olduğunu okuyabiliyor musun?
- Tahtada yazanları defterine geçir.
- Tahtadakileri defterine geçir.
Tom çikolatalı barın yarısını kaybetti ama bir arkadaş kazandı.
Öğretmen tahtaya bilmediğim bir dilde bir şey yazdı.
O, bir çikolata satın almak için dursaydı, Tom treni kaçırmış olacaktı.
Öğretmen tahtaya bir şey yazdı, ama okuyamayacağım kadar küçüktü.
Öğretmen beklenen cevabın türünü netleştirmek için tahtada bir örnek gösterebilir.