Translation of "Tafel" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Tafel" in a sentence and their turkish translations:

Schau an die Tafel.

Tahtaya bakın.

- Tom kaufte sich eine Tafel Schokolade.
- Tom kaufte eine Tafel Schokolade.

Tom bir kalıp çikolata satın aldı.

Alle an die Tafel schauen!

Herkes tahtaya baksın.

Mary leitet eine Tafel in London.

Mary Londra'da bir yemek bankası çalıştırıyor.

Tom trat von der Tafel zurück.

Tom tahtadan geri çekildi.

Der Lehrer zeigte auf die Tafel.

Öğretmen tahtaya işaret etti.

Er zeichnete zwei Quadrate an die Tafel.

O tahtaya iki kare çizdi.

Eine Tafel muss nicht zwangsläufig schwarz sein.

Bir kara tahta, siyah olmak zorunda değildir.

Ich wischte für den Lehrer die Tafel.

Öğretmen için kara tahtayı sildim.

Tom zeichnete zwei Quadrate an die Tafel.

Tom tahtaya iki kare çizdi.

Ich werde es auf die Tafel schreiben.

Ben onu tahtaya yazacağım.

Tom hat etwas auf die Tafel geschrieben.

Tom tahtaya bir şey yazdı.

Der Lehrer schreibt etwas an die Tafel.

Öğretmen tahtaya yazıyor.

Anne hat etwas auf die Tafel geschrieben.

Ann tahtaya bir şeyler yazdı.

Was hat Tom auf die Tafel geschrieben?

Tom tahtaya ne yazdı?

Vergleiche deinen Satz mit dem an der Tafel.

Cümleni tahtadakiyle karşılaştır.

Der Lehrer schrieb englische Sätze an die Tafel.

Öğretmen tahtaya İngilizce cümleler yazdı.

Unser Mathematiklehrer zeichnete einen Kreis auf die Tafel.

Matematik öğretmenimiz tahtaya bir daire çizdi.

Tom hat seinen Namen an die Tafel geschrieben.

Tom tahtaya adını yazdı.

Der Lehrer schrieb seinen Namen an die Tafel.

Öğretmen tahtaya onun ismini yazdı.

Vergleich deine Übersetzung mit der an der Tafel.

Çevirini tahtada olanla karşılaştır.

Tom teilte seine Tafel Schokolade mit seinem Freund.

Tom çikolatasını arkadaşıyla paylaştı.

Ich entdeckte, dass mein Name an der Tafel stand.

Adımın tahtaya yazıldığını buldum.

Kannst du das lesen, was an der Tafel steht?

Tahtada ne yazılı olduğunu okuyabiliyor musun?

Schreib dir das, was an der Tafel steht, in dein Heft!

- Tahtada yazanları defterine geçir.
- Tahtadakileri defterine geçir.

Tom verlor zwar die Hälfte seiner Tafel Schokolade, gewann dafür aber einen Freund.

Tom çikolatalı barın yarısını kaybetti ama bir arkadaş kazandı.

Der Lehrer schrieb etwas an die Tafel in einer Sprache, die ich nicht kannte.

Öğretmen tahtaya bilmediğim bir dilde bir şey yazdı.

Tom hätte den Zug verpasst, hätte er sich unterwegs noch eine Tafel Schokolade gekauft.

O, bir çikolata satın almak için dursaydı, Tom treni kaçırmış olacaktı.

Der Lehrer schrieb etwas an die Tafel, doch so klein, dass ich es nicht lesen konnte.

Öğretmen tahtaya bir şey yazdı, ama okuyamayacağım kadar küçüktü.

Der Lehrer kann ein Beispiel an der Tafel zeigen, um die Art der erwarteten Antwort zu verdeutlichen.

Öğretmen beklenen cevabın türünü netleştirmek için tahtada bir örnek gösterebilir.