Translation of "Strenge" in Turkish

Meine Frau hält eine strenge Diät.

Karım sıkı diyette.

- Nutze deine Phantasie!
- Strenge deine Phantasie an!

Hayal gücünü kullan.

Sie riet ihm, eine strenge Diät zu machen.

O ona sıkı bir diyet yapmasını tavsiye etti.

Durch strenge Erziehung ist das Kind zu einem ganz anderen Menschen geworden.

Ciddi bir eğitim etkisi nedeniyle çocuk tamamen farklı bir kişi haline geldi.

Soult, der alte Bohrlehrer, verhängte strenge Disziplin und trainierte seine Männer hart. Er erhielt

birliklerin komutanlığı da vardı . Eski eğitim hocası Soult, sıkı bir disiplin uyguladı ve adamlarını sıkı bir şekilde eğiterek

- Meine Eltern sind nicht streng zu mir.
- Meine Eltern behandeln mich nicht mit Strenge.

Ebeveynlerimin her ikisi de otoriter değil.