Translation of "Frau" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Frau" in a sentence and their turkish translations:

- Die Frau liest.
- Die Frau liest gerade.
- Eine Frau liest.

Kadın okuyor.

- Die Frau liest.
- Die Frau liest gerade.

Kadın öğrenim görüyor.

Die Frau auf der Bank ist Frau Brown.

Banktaki kadın Bayan Brown.

- Ist Frau Smith Englischlehrerin?
- Ist Frau Schmidt Englischlehrerin?

Bayan Smith bir İngilizce öğretmeni midir?

- Spricht deine Frau Deutsch?
- Kann deine Frau Deutsch?

Karın Almanca biliyor mu?

- Du bist eine Frau.
- Sie sind eine Frau.

- Sen bir kadınsın.
- Sen kadınsın.

- Ich fotografiere die Frau.
- Ich knipse die Frau.

Kadının fotoğrafını çekiyorum.

- Die Frau spricht Spanisch.
- Diese Frau spricht spanisch.

Kadın İspanyolca konuşuyor.

- Weiß deine Frau davon?
- Weiß Ihre Frau davon?

Karın biliyor mu?

- Das ist eine Frau.
- Sie ist eine Frau.

O bir kadın.

- Erkennst du diese Frau?
- Erkennen Sie diese Frau?

O kadını tanıyor musun?

- Ist deine Frau groß?
- Ist ihre Frau groß?

Eşin uzun mu?

- Sie ist meine Frau.
- Das ist meine Frau.

- O benim karımdır.
- O benim karım.

- Kann deine Frau Französisch?
- Kann Ihre Frau Französisch?

Karınız Fransızca konuşabiliyor mu?

- Vergleiche deine Frau niemals mit einer anderen Frau.
- Vergleiche niemals deine Frau mit einer anderen Frau.
- Vergleiche deine Gattin niemals mit einer anderen Frau.

Karını asla bir başka kadınla karşılaştırma.

Fatih Portakals Frau

kendisi Fatih Portakal'ın eşi

Arbeitet Ihre Frau?

Karınız çalışıyor mu?

Die Frau liest.

Kadın okuyor.

Sie als Frau sehen, weil sie eine Frau ist

Onu bir kadın olduğu için küçük gören

- Wie geht's deiner Frau?
- Wie geht es Ihrer Frau?

Karın nasıl?

- Tom betrügt seine Frau.
- Tom geht seiner Frau fremd.

Tom karısını aldatıyor.

- Seine Frau ist eine Schwedin.
- Seine Frau ist Schwedin.

Karısı İsveçli.

- Die Frau ist eine Krankenschwester.
- Die Frau ist Krankenschwester.

O kadın bir hemşire.

- Die Frau isst gerade Brot.
- Die Frau isst Brot.

Kadın ekmek yiyor.

- Meine Frau ist eine Ärztin.
- Meine Frau ist Ärztin.

Karım bir doktordur.

- Wer ist diese Frau?
- Wer ist die Frau da?

- O bayan kim?
- O kadın kimdir?
- Bu kadın kim?
- Bu hanım kim?
- O kadın kim?
- Kim o kadın?

- Tom hat seine Frau erstochen.
- Tom erstach seine Frau.

Tom karısını bıçaklayarak öldürdü.

- Meine Frau wird mich umbringen.
- Meine Frau bringt mich noch um.
- Meine Frau wird mich totschlagen.

Karım beni öldürecek.

- Vergleiche deine Frau niemals mit einer anderen Frau.
- Vergleiche deine Gattin niemals mit einer anderen Frau.

Karını asla bir başka kadınla karşılaştırma.

- Bitte rufen Sie meine Frau an!
- Bitte ruf meine Frau an!
- Bitte ruft meine Frau an!

Lütfen karımı arayınız.

- Sie ist eine tugendsame Frau.
- Sie ist eine tugendhafte Frau.

- O erdemli bir kadın.
- O namuslu bir kadındır.

- Schau die Frau dort an!
- Schau dir die Frau an!

Şu kadına bak!

Ich bin nicht mehr deine Frau. Deine Frau ist Tatoeba!

Ben artık senin karın değilim. Senin karın Tatoeba!

- Was für eine selbstsüchtige Frau!
- Was für eine egoistische Frau!

Ne bencil bir kadın!

- Du bist eine attraktive Frau.
- Sie sind eine attraktive Frau.

Sen bir bakıcısın.

- Wie alt ist deine Frau?
- Wie alt ist Ihre Frau?

Karın kaç yaşında?

- Kann deine Frau Auto fahren?
- Kann Ihre Frau Auto fahren?

Karın araba sürebilir mi?

- Du bist eine wunderbare Frau!
- Sie sind eine wunderbare Frau!

Sen harika bir kadınsın.

- Wie denkt deine Frau darüber?
- Wie steht Ihre Frau dazu?

Karın o konuda nasıl hissediyor?

- Weiß deine Frau das alles?
- Weiß Ihre Frau das alles?

Karınız bütün bunları biliyor mu?

- Was wird deine Frau denken?
- Was wird Ihre Frau denken?

Karın ne düşünecek?

- Ist deine Frau auch Kanadierin?
- Ist Ihre Frau auch Kanadierin?

Eşiniz de Kanadalı mı?

- Maria ist eine wohlhabende Frau.
- Maria ist eine reiche Frau.

Mary zengin bir kadın.

Mein Arzt, meine Frau

doktor civanım

Zeichnete eine gebärende Frau

doğum yapan bir kadın çizilmiş

Eine alte Frau fährt

Yaşlı bir kadın araba sürüyor,

Grüßen Sie Ihre Frau!

Lütfen karına selam söyle.

Frau Braun versteht Japanisch.

Bayan Brown Japonca anlar.

Du bist eine Frau.

Sen bir kadınsın.

Ich kenne diese Frau.

Bu kadını tanıyorum.

Sie ist meine Frau.

O benim karımdır.

Die Frau ist dick.

O, zengin bir kadın.

Die Frau hat recht.

Kadın haklı.

Meine Frau ist Vegetarierin.

Karım bir vejetaryendir.

Die Frau ist schön.

Kadın güzeldir.

Tom hilft seiner Frau.

Tom karısına yardım ediyor.

Die Frau ist nackt.

Kadın çıplak.

Guten Tag, gnädige Frau!

Merhaba bayan.

Ich bin eine Frau.

Ben bir kadınım.

Sage nichts meiner Frau!

Eşime söyleme.

Dies ist meine Frau.

Bu benim karım.

Seine Frau war wütend.

Karısı deliydi.

Meine Frau ist verrückt.

Karım deli.

Meine Frau schlägt mich.

- Karım beni yener.
- Karım beni dövüyor.

Meine Frau ist schwanger!

Karım hamile!

Meine Frau ist putzwütig.

Karım temizlik konusunda takıntılı.

Die Frau isst Brot.

Kadın ekmek yer.

Meine Frau ist Schwedin.

Karım İsveçli.

Ich habe eine Frau.

Bir karım var.

Das ist eine Frau.

Bu bir kadın.

Das ist Frau Müller.

Bu, bayan Müller.

Wo ist deine Frau?

Karın nerede?

Meine Frau hasst Katzen.

Karım gerçekten kedilerden nefret ediyor.

Meine Frau kocht gerade.

Karım şimdi yemek pişiriyor.

Ich liebe meine Frau.

Karımı seviyorum.

Ist Frau Smith Englischlehrerin?

Bayan Smith İngilizce öğretmeni mi?

Meine Frau ist Chinesin.

Karım Çinlidir.

Tom belog seine Frau.

Tom karısına yalan söyledi.

Die Frau ist jung.

- Kadın gençtir.
- Kadın genç.

Maria ist eine Frau.

Mary bir kadındır.

Frau Jones unterrichtet Informatik.

Bayan Jones, bilgisayar bilimi öğretir.

Wie heißt deine Frau?

- Karının adı ne?
- Karınızın adı ne?
- Karınızın ismi nedir?
- Karının ismi nedir?

Tom liebt seine Frau.

- Tom karısını seviyor.
- Tom karısını sever.

Sie kennt meine Frau.

O benim karımı bilir.

Sie ist Alans Frau.

O, Alan'ın karısı.

Johannes’ Frau ist Englischlehrerin.

John'un karısı bir İngilizce öğretmenidir.

Du bist keine Frau.

Sen kadın değilsin.