Examples of using "Selbstverständlich" in a sentence and their turkish translations:
Elbette.
Besbelli ki!
Elbette.
"Asla!" "Tabii ki, hayır."
Elbette anlıyorum.
O aşikar.
Elbette haklısın.
Çok şeyi sorgulamadan kabul ediyorsun.
Her şeyi doğal karşılar.
Tom her şeyi bir hak gibi görüyor.
Açıkçası çok hayal kırıklığına uğradım.
Onun başarısını doğal karşıladık.
Havayı ve suyu nimetten saymıyoruz.
Tabii, oraya seninle gideceğim.
Zamanın para olduğunu söylemeye gerek yok.
Başarının anahtarının dürüstlük olduğunu söylemeye gerek bile yoktur.
Hafıza o kadar olağan bir şey ki neredeyse kıymetini bilmiyoruz.
O apaçık, açıklamana gerek yok.
Açık değil mi?
Elbette mektubu İngilizce yazacağım.
O, doğal olarak faturayı ona ödetti.
Bu şeyleri hafife almamalısın.
Alman restoranları otomatik olarak su hizmeti vermezler.
Bize katılacağına kesin gözüyle bakıyorduk.
- Tabii ki!
- Besbelli ki!
Onun geleceğine kesin gözüyle bakıyordum.
Onun bizim düğünümüze geleceğine olmuş gözüyle bakıyorum.
- Onu verilmiş sandık.
- Onu verilmiş zannettik.
O çok bariz olduğu için onu nasıl kanıtlayacağımı bilmiyorum.
İşsizlik problemleri tabii ki önemli olsa da, çevre sorunları da oldukça önemlidir.
Profesörün İngilizce konuşabilmesini doğal karşıladık.
Şurası muhakkak ki, günümüz toplumunda tüketimin insan hayatında önemli bir yere haiz olduğunu ve refah seviyesini ve mutluluğunu yakından alâkadar etmesinin tabii olduğunu söyleyebiliriz.