Examples of using "Vieles" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un aklında çok şey vardı.
Bizim birçok şeyi tartışmamız gerekiyor.
Ben birçok şey attım.
Zira insan pek çok şeyi yitiriyor.
Çok şeyi sorgulamadan kabul ediyorsun.
Tom birçok şeyle ilgileniyor.
Hâlâ öğrenecek çok şeyim var.
Birçok şeyin düzeltilmeye ihtiyacı var.
Onunla ilgili ters gidebilecek bir sürü şey var.
Ama çoğu kurgu değil.
Çok fazla yeme hastalığa neden olabilir.
Ben birçok şeyi severim.
Bana çok şey öğrettin.
Tom'un Mary'ye söylemek istediği o kadar çok şey vardı ki.
Senin hâlâ kadınlar hakkında öğreneceğin çok şeyin var.
Senin bilmeni istediğim çok şeyim var.
Sana sormak istediğim daha pek çok soru var.
histerik, kişilik bozukluğu ve daha bir sürü örneklendirilebilir
İnsanlar sana tamamen doğru olmayan birçok şey söyleyebilir.
Henüz sana söylemediğim bir sürü şey var.
Muhtemelen yılanlar ve diğer şeyler için iyi bir yerdir.
şu an hâlâ çoğu hayal gibi.
Ölümden daha kötü birçok şey var.
Yarına kadar yapamayacağım çok şey var.
Birçok şeyle ilgileniyorum, sadece müzik değil.
Çocukların çok şeye ihtiyacı var, ancak her şeyden önce sevgiye ihtiyaçları var.
Sherlock Holmes en küçük detaylardan çok fazla çıkarım yapabilirdi.
Bilmediğimiz birçok şey var, ancak her şeyi bildiğimizi düşünüyoruz.
Yapacak zamanımız olmayan pek çok şey vardı.
Beyin hakkında düşündüğümüz ve anladığımız birçok şeyin
Aslında bunların çoğu kurgu ve bir kısmı da peri masalı ve bunu kolayca
Bilmediğimiz çok şey var.
Tom'un ailesi ona benim ebeveynlerimin yapmama izin vermediği bir sürü şeyi yapmasına izin verir.
Tom'un kafası çok doluydu, bu yüzden dikkatini yola yeterince veremiyordu.
Eti sıyrılmış bile olsa, çok şeyde kullanabilirsiniz.
10 yaşındaki küçük aklımdan çok şey geçiyordu.
Tom gerçekten bana çok şeyler öğretti.
Hakkında konuşacak çok şeyimiz var.
Eti sıyrılmış bile olsa çok şeyde kullanabilirsiniz
insan beyni hakkında öğrenilecek hala pek çok şey vardır.
Bu dünyada çok iyi anlayamayacağım pek çok şey var.
Hâlâ Tom ile olan ilişkiniz hakkında size sormak istediğim birçok sorum var.
Tom sarhoş olduğunda ayıkken yemeyeceği bir sürü şeyi yiyecektir.
Sana söyleyecek o kadar çok şey var ki, nereden başlayacağımı bilmiyorum.
Çok fazla fırsatı kaçırdım.
Bu hafta yapacak çok işim var.
Yapmak istediğimiz çok şey vardı ama onların çoğuna asla zaman ayırmadık.
Şimdi sana söylediğim şeylerin çoğu o dönemde, hapishanedeki tecrit sırasında doğdu.
Sana söylemek istediğim çok şey var.
Bazı süt çiftçilerinin hayatı inekleri sağmak için robotlar tanıtıldığından beri çok daha kolay olmuştur.
Bir taraftan ağır kayıplar verdik fakat diğer taraftan deneyimden birçok şey öğrendik.