Examples of using "Schwierigen" in a sentence and their turkish translations:
Zor bir sorunla karşı karşıyadır.
Biz zor bir durumdayız.
O zor şartlarda çalışmak,
Bu zor sorunların üstesinden gelmek zorundasın.
Zor bir seçimle karşı karşıyayız.
- Ayvayı yedik.
- Çok zor bir durumdayız.
- Hapı yuttuk.
- Zor bir problemle yüz yüze geldim.
- Zor bir sorunla karşı karşıyayım.
O şimdi çok zor bir durumda.
zor günlerde de bizim imdadımıza yetişti
Tom şimdi çok zor bir durumda.
Beynimiz, böyle zor soruları sorabilecek kadar güçlü
Şu anda Maria büyük ekonomik sıkıntıda.
Böylesine zor bir sorunla baş edemeyiz.
Zor durumdayım.
Keşke bu zor durumda bana ne yapmam gerektiğini söylesen.
Tom vermek zorunda olduğu zor karar nedeniyle kötü bir ikilemde kaldı.
tabi herkesi kastetmiyorum çok zor durumda olan aileler de var
O acımasız öğretmenin bugün bize zor bir test vereceğinden oldukça eminim.