Examples of using "Situation" in a sentence and their turkish translations:
istisnai bir durum
anormal bir durum değil
Sen sadece durumu kötüleştiriyorsun.
O, tuhaf bir durumdu.
Durum çok karmaşık.
Bu ciddi bir durum.
Durum kötüleşiyor.
Durum değişmeden kalır.
Durum kritik.
Her durum farklıdır.
Bu, durumu daha kötü hale getirir.
Durum kafkavariydi.
Durum kontrolümüzü kaybediyoruz.
Bu durumda ne yapardın?
Politik durum değişti.
Duruma bağlıdır.
ilginç bir durum var ortada
Yani burada şöyle bir durum var
Durum onların kontrolünden çıktı.
Durum sert önlemler gerektiriyor.
Durum ciddileşiyor.
Bu zor bir durumdur.
Bu tarifsiz bir durumdu.
Bu hassas bir durum.
- O, durumu açıklayabilir.
- O, şartları açıklayabilir.
Bu tatsız bir durum.
Durumu Tom'a açıkladık.
Bu durumdan yararlanmak zorundayız.
Bu benzersiz bir durum.
O, durumu kurtardı.
Tom durumu açıklayabilir.
Ne eğlenceli bir durum.
Tom durumu sevmedi.
Tom durumu bana açıkladı.
Oradaki durum gergin.
Durum ne kadar tehlikeli?
- Bu durum hakkında ne düşünüyorsun?
- Bu durum hakkında ne düşünüyorsunuz?
Tom durumu Mary'ye anlattı.
Tom durumla ilgilendi.
Sen durumu abarttın.
Durumun umutsuz değil.
Senin durumun hakkında konuşmak istiyorum.
Durum düşündüğümden daha kötü.
birde şöyle bir durum var
işte bu çok tehlikeli bir durum
peki bu durumda ne oluyor?
bu durumu görebileceğiz
Sözleri tuhaf bir durum yarattı.
- Durum çarpıcı bir biçimde değişti.
- Durum önemli ölçüde değişti.
Duruma ciddi olarak bakıyor musunuz?
Bu alışılmadık bir durumdur.
Durum hızlı ve kararlı hareket etmeyi gerektiriyordu.
- Durum herhangi bir anda kötüye gidebilir.
- Durum her an kötüleşebilir.
Durum değişmeyecek.
Bu trajik durumun son bulmasını diliyorum.
Çünkü mevcut durum kötü.
Durumun farkındayız.
- Durum hızlıca kontrolden çıktı.
- Durum hızla kontrolden çıktı.
Durum hızla denetimden çıktı.
Durum beni çok endişelendiriyor.
Tom durumu dikkatli bir şekilde değerlendirdi.
Durum gelişmedi.
Sizin durum analiziniz doğrudur.
- Durum şiddetle sonuçlandı.
- Durum şiddete neden oldu.
- Durum şiddete dönüştü.
- Durum şiddetle sona erdi.
Durum hala kritik.
üzücü bir durum ama elden gelir bir şey yok
Ama burada ilginç bir durum var
şüphelendirici bir durum neyse
Keşke durum bu kadar basit olsaydı
peki ya durum daha ciddi ise
Bizde ise durum birazcık farklı
İnsanlar bu duruma çok güldü
Bu adam bu durumdan kurtulabilmek için
Hükümetin mali durumu sıkıntılı.
Durum ertesi yıl değişti.
Bu duruma nasıl düştük?
Vaziyet o kadar da kötü değil.
Ancak Covid-19 bunu tersine çeviriyor.
Durum sandığımızdan daha kötü.
Bu durumu Tom'la tartıştım.
Evdeki durum her geçen gün daha dayanılmaz hale geliyor.
Melanie durumun çok kötü olduğunu düşünüyor.
Artık bu durumu göz ardı edemiyorum.
O ne utanç verici bir durumdu!
Tom durumu benden daha iyi biliyor.
Durum benim için gittikçe daha korkunç oluyor.
Bu durumda ne yapmalılar?
O kelime o durumda uygun muydu?
O durumda ne yapardın?
Tom durumdan memnun değildi.
Tom durumun gerçekten üzücü olduğunu düşündü.
Bu durumda, evet demek zorunda kalıyorum.
Birine bir şey öğretmeye çalıştığınız
işte bu durum yüzünden yarasalar insanlarla yakınlaşıyor
bu duruma ayak uydurabilirsek
Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.