Examples of using "Musst" in a sentence and their turkish translations:
Ayrılmalısın.
Gitmelisin.
Ayrılman gerek.
- Bir doktorla görüşmen gerekir.
- Doktora görünmelisin.
Sabırlı olmalısın.
Onu yapmak zorundasın.
Onu yapmalısın.
Gelmek zorundasın.
- Beklemek zorundasın.
- Beklemek zorundasınız.
- Durmak zorundasın.
- Durmak zorundasınız.
Yaşamayı sürdürmelisin.
Sen kalkmak zorundasın.
Bırakman gerekiyor.
Gitmek zorunda kalacaksın.
- Başlaman gerek!
- Başlamak zorundasın!
Kavga etmeye devam etmelisin.
Kilo vermen gerekir.
Seni geri istiyoruz.
Ölmelisin.
Durmak zorundasın, Tom.
Tom'u durdurmak zorundasın.
Onu durdurmak zorundasın.
- Bunu almalısın.
- Bunu almak zorundasın.
- Bunu alman gerekiyor.
- Bunu alman lazım.
Daha çok egzersiz yapmalısın.
Sen Tom'u dinlemek zorundasın.
İki kat ödemeniz gerekecek.
Gitmen gerekir mi?
Tom'a dikkat etmek zorunda kalacaksın.
Boston'a gitmek zorundasın.
- Dikkatli olmalısın.
- Tetikte olmalısın.
Senin biriyle konuşman gerek.
- Siz oraya gitmek zorunda değilsiniz.
- Oraya gitmek zorunda değilsin.
Sözünü tutmak zorundasın.
Derhal başlamalısın.
Neden bunu yapman gerekiyor?
Partiye gitmek zorundasın.
sevmek zorunda değilsin
Şu an başlaman gerekli.
- Kendini yargılamalısın.
- Kendin karar vermelisin.
- Daha fazla ders çalışmalısın.
- Daha çok çalışmalısın.
Sadece buraya gelmek zorundasın.
Sabırlı olmak zorundasın.
Ona yardımcı olmalısın.
Yemek zorunda değilsiniz.
Ona yardım etmek zorundasın.
Sen konuşacak birisin!
- Sen düşündüklerinde esnek olmalısın.
- Düşünürken esnek olmalısın.
Onu durdurmalısın.
Daha dikkatli olmalısın.
Dikkatli olmalısın.
Şimdi gitmek zorunda mısın?
Sen Tom olmalısın.
Kibar olmalısın.
- Oturman gerekiyor.
- Oturmak zorundasın.
Şimdi gitmek zorundasın.
Saklanmak zorundasınız.
- Şimdi gelmen gerekiyor.
- Şimdi gelmelisin.
- Şimdi gelmen lazım.
- Şimdi gelmek zorundasın.
Bunu durdurmak zorundasın.
Bunu atlatman gerekiyor.
- Buraya gelmelisin.
- Buraya gelmek zorunda olacaksın.
Buradan çıkmalısın.
Oradan çıkmak zorundasın.
Burada beklemek zorunda kalacaksın.
- Çok çalışmalısın.
- Çok çalışmak zorundasın.
Derhal başlamalısın.
- Her şeyi yemek zorundasın!
- Her şeyi yemek zorundasınız!
Tom, uyanman gerekiyor.
Beni dinlemek zorundasın.
- Kalmak zorundasın.
- Kalmak zorundasınız.
Tom'a sormak zorunda kalacaksın.
Hızlı bir şekilde gelmek zorundasın.
Yapman gereken bütün şey bulaşıkları yıkamak.
- Bunu görmen lazım.
- Bunu görmen gerekiyor.
- Bunu görmelisin.
- Bunu görmek zorundasın.
Bu senin yapman için.
Hareket etmelisin.
Dinlemeyi öğrenmelisin.
- Çabuk çalışmalısın.
- Çabuk çalışman gerekiyor.
Kendini tutmak zorundasın.
Tüm yapman gereken şey konuşmak.
Nerede olmak zorundasın?
Biraz dinlenmeye ihtiyacın var.