Examples of using "Lage" in a sentence and their turkish translations:
Kendini benim yerime koy.
Durumum değişti.
Durum ciddi.
Durum umutsuz gibi görünüyor.
- Bu nasıl?
- O nasıl?
- O nasıldır?
Durum ümitsizdi.
Durum felaket.
Durumum umutsuz.
Durum ümitsizdir.
- Her dakika durum kötüleşiyordu.
- Durum her dakika daha da kötüleşti.
Durum umutsuz.
O günü kurtardı.
Durum iyileşiyor.
Durumu görüşmemiz gerek.
Çıkmazımı açıkladım.
Durum daha da kötüleşti.
Oradaki durum kritikti.
- Durumun düzeleceğini düşünüyor musun?
- Sence işler iyiye gidecek mi?
Beni zor duruma sokuyorsun.
Sağlığınız hakkında soruyordu.
- Ayvayı yedik.
- Çok zor bir durumdayız.
- Hapı yuttuk.
Tom onu yapabilir.
Tom ve Mary durumu görüşüyorlar.
Tom bunu yapabilir mi?
Kendini bir de benim yerime koy.
O, durumun farkında.
Neden onu yapamadın?
Neler yapabileceğini bize göster.
Kendini benim yerime koymaya çalış.
Vay canına, bu kötü bir durum çocuklar.
Şamanlarda mezarı mertebesine ve konumuna göre
Duruma ciddi olarak bakıyoruz.
O, onu yapamaz.
O onu yapamaz.
Tom onu gerçekten yapabilir mi?
Tom bunu yapabilirdi.
Kendini onun yerine koymaya çalış.
Kendini onun yerine koymaya çalış.
Tom bunu yapamaz.
Tom onu yapamaz.
- Tom size yardımcı olabilir.
- Tom sana yardım edebilir.
O, Fransızca öğretebilir.
Neredeyse çalışamıyordum.
Tom anında durumu kontrol altına aldı.
Benim için hayvan beslemek mümkün mü?
Hemen ayağa kalkamadı.
Sen araba sürecek durumda değilsin.
Tom'un böyle bir durumda ne yapacağını merak ediyorum.
Tom bunu başarabilir.
Ciddi bir durumumuz olduğuna inanıyorum.
Neler yapacağını göster bana.
Onu yapamayacağım.
İşlerin ne kadar ciddi olduğunu biliyorsun, değil mi?
Tom onu asla yapamayacak.
Ekonomik durum şimdi iyi değil.
O durumda ne yapmalıydım?
- Gördüğüm kadarıyla çok hassas bir durumdayım.
- Kendimi oldukça hassas bir durumda buluyorum.
Bu kural her durumda uygulanamaz.
Durumun ciddiyetinin farkındayım.
Kimse bunu tahmin edemezdi.
Çünkü öyle görünüyor ki bence değil.
O hareket edemedi.
O, bu işi gerçekleştirebilecek durumda değil.
Bunu bana kim açıklayabilir?
Mali durum haftadan haftaya gittikçe kötüleşiyor.
Tom hareket edemedi.
Bu durumdan hoşnut değilim.
Fransızca okuyabilmeyi istiyorum.
Sana yardım edebilecek durumda değilim.
O bize yardım edebilir.
O bize yardım edebilir.
Tom bize yardım edebilir.
Tom bana yardım edebilir.
O bana yardım edebilir.
O bana yardım edebilir.
- O sana yardım edebilir.
- Sana yardımcı olabilir.
- O sana yardım edebilir.
- Sana yardımı dokunabilir.
Tom Mary'ye yardım edemedi.
Problemi çözebildim.
Hem Tom hem de ben aynı durumdayız.
Şimdiki durumdan bir çıkış yolu arıyoruz.
Tom durumun ciddiyetinin farkında değildi.
Tom onu yapamaz gibi görünüyor.
Bunu yapamam.
Bunun dışında bir yol göremiyorum.
Ekonomik durum daha da kötüleşti.
insanlar sivil yolculuk yapamayacak
Rehberimiz bize otelin yeriyle ilgili yanlış bilgi verdi.
Asla tekrar oynayamayacağım.
Ben konuşabiliyorum.
- Teorilerini pek az insan anlayabilmektedir.
- Onun teorilerini çok az sayıda insan anlayabilir.
Durum umutsuzdu, zaman da pek çabuk geçmişti.
Nehri karşıdan karşıya yüzebilirim.