Examples of using "Nation" in a sentence and their turkish translations:
biz millet olarak
Ulus büyüyordu.
Japonya güçlü bir ulustur.
Ulusumuz beyzbola çok düşkündür.
Japonya güçlü bir ulus oldu.
1975 te, Angola özgür bir ülke oldu.
yok yahu bu millet için yaptı
Enes Doğan milletçe alkışlıyoruz demiş
Amerika en demokratik ulus değildir.
Millet kralın ölümünün yasını tuttu.
Milletin daha fazla ve daha iyi öğretmenlere ihtiyacı var.
Amerika Birleşik Devletleri 1776 yılında bir ulus oldu.
O kriz milleti ikiye bölünmekle tehdit etti.
Ulusumuza yol gösterecek güçlü bir kişiye ihtiyacımız var.
çünkü çabuk unutan bir milletiz biz
Napolyon, İngilizleri bir esnaf milleti olarak nitelendirdi.
Dil, bir milletin varlığının sembolüdür.
Mezgit avcılığı ülkedeki en büyük balık avcılığıdır,
Collins sözlüğü bu terimi "kendi ulusuna bağlılık" diye tanımlıyor
Bu bizim bütün tarihimize ve millî tabiatımıza damga vurdu.
ama biz Türk milleti olarak yabancıyız bu kavramlara
Yeni ulus, Japonya'nın ekonomik etkisi altında.
Hiçbir ulus diğerlerinden tamamen ayrılmış olamaz.
Ulusun refahı hükümetin sorumluluğudur.
O, hiçbir ulusun gerçekten istemediği bir savaştı.
Güney Louisiana'da Birleşik Houma Halkı ile başladım.
Polonya 120 yıl boyunca bir ulus olarak var olmayı durdurdu.
O, o ülke ile ittifak kurmamızı savundu.
Japonya, atom bombalarıyla vurulan tek ülkedir.
O, milletin tarihinde en soğuk açılış günüydü.
Kutsal Roma İmparatorluğu 1806 yılında sona erdi.
Ulus, Vietnam'daki savaş yüzünden acı bir şekilde bölünmüştü, Siyah Amerikalılar hala
Napolyon'un 'silahlı bir ulus' umudu Müttefiklere direnmek gerçekleşmemişti.
O kadar alışmışız ki Google'a,Google'a Google yazan bir milletiz
olduğunu biliyordu . "Bu ulusun, bu on yıl bitmeden bir adamı Ay'a indirip onu güvenli bir şekilde Dünya'ya geri