Examples of using "Freie" in a sentence and their turkish translations:
Hâlâ boş koltuklar var.
Şimdi biraz boş zamanım var.
1975 te, Angola özgür bir ülke oldu.
- Vücutta sürekli serbest radikaller bulunur.
- Bedende sürekli serbest radikaller meydana gelir.
Tom'un çok fazla boş zamanı yok.
- Mevcut tek oda iki kişiliktir.
- Müsait olan tek oda bir çift kişilik.
Gerçek demokrasi ücretsiz konuşma sağlar.
Ayrıca ifade özgürlüğünün sınırlı olduğu ülkeler var.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı özgür basına karşı şiddeti teşvik ediyor.
Tom, orijinalinden alelacele bir çeviri yaptı.
Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.
Tom Mary'nin biraz boş zamanı oluncaya kadar beklemeye karar verdi.
Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.
Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.