Examples of using "Landet" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un uçağı şu anda iniş yapıyor.
Uçak saat sekizde gelir.
Tom Mary'nin sonuna kadar hapiste kalmamasını umuyor.
Bir bahçeye iner ve kapıyı çalar.
burada mahsur kalırsanız, başınız büyük belada demektir.
Narita'ya ayak basmadan, hava kararacak.