Examples of using "Lässt" in a sentence and their turkish translations:
O önlenebilir.
Küfür etmenizi sağlıyor
yeniden yetişmesini sağlar
Bu yapılabilir.
Erkek kardeşim sana sevgilerini gönderiyor.
Soruyu cevaplamak kolaydır.
Erkek kardeşim sana saygılarını yolluyor.
Ama dikkati hemen dağılıyor.
Kurşun kolayca bükülür.
Yün güzel boyanır.
Onun hakkında bir şey yapılamaz.
Görüş yeteneğim bozulmaya başlıyor.
Bunun hakkında yapabileceğin bir şey yok.
Tom'un işitmesi zayıflamaya başlıyor.
O pencere açılır mı?
Bu kaçınılamaz.
Bu seni daha yaşlı gösteriyor.
Onu kimse reddedemez.
Onun kolayca dikkati dağılır.
Buna niçin izin vermiyorsun?
Tom Mary'nin içeri girmesine izin vermeyecek.
- Düşünce beni ürpertir.
- Düşünce beni ürpertiyor.
Konsantrasyonum giderek bozuluyor.
Tom genellikle öğün atlar.
Tom'un becerisini yitirdiğini düşünüyorum.
Kaslarını büktü.
Tom bize onu yaptırıyor.
Sen yaparken kolay görünüyor.
- Neden onları rahat bırakmıyorsun?
- Neden onları yalnız bırakmıyorsun?
Bu yanlışları nasıl çıkaracağız?
Hafızam zayıflıyor.
- Tom bir bıyık uzatıyor.
- Tom bıyık bırakıyor.
Sorunu çözmek kolaydır.
O soruya cevap vermek kolaydır.
- Şimdi gitmeme izin verir misiniz, lütfen?
- Lütfen gitmeme izin verir misin?
Mary tırnaklarını yaptırıyor.
Şimdi onun hakkında yapabileceğin bir şey yok.
Kedinanesi neden kedileri çıldırtır.
Bu bana seni düşündürüyor.
Tom her zaman bilgisayarını açık bırakır.
Acı şimdi hafiflemeye başladı.
Bir şey yapmama izin vermiyorsun.
O asla birine bir şey yapma izni vermez.
Tom asla birinin bir şey yapmasına izin vermez.
Onun düzenlenebileceğini düşünüyorum.
Tom beni yalnız bırakmayacak.
O çocuğun kolayca dikkati dağılır.
Bazen kaçınılamaz.
Kapı kapanmıyor.
Zevkler üzerine tartışmanın hiçbir anlamı yok.
Bu pamuk gömlek kolay yıkanır.
Bu kitaplığın montajı kolaydır.
Bu et kolayca kesiliyor.
Bu pencere kapanmaz.
Bu pencere açılmaz.
Bu kumaş iyi ütülenir.
Bu araba kolay kullanılır.
Tom sakal uzatıyor.
Bunu yapmak için daha iyi bir yol yok mu?
Tom Mary'nin araba kullanmasına izin vermeyecek.
Tom genellikle kahvaltıyı atlar.
Bu problem kolayca çözülebilir.
Bu şüpheye yer bırakmıyor.
- Bu inkâr edilemez.
- Bu yadsınamaz.
Tom yine sakal büyütüyor.
Tom'un köpeği karnının okşanmasından hoşlanıyor.
Gürültüden kafanızın karışması çok kolay.
Para özgürlüğü satın alamaz.
Aksanı onun bir yabancı olduğunu göstermektedir.
- Sen gerçekleştirmedikçe hiçbir şey olmaz.
- Gerçekleştirmediğin sürece hiçbir şey olmaz.
Çoğunlukla daktilosunu kullanmama izin verir.
- Neden bir uçurtma uçurmaya gitmiyorsun?
- Yürü git işine.
- Çek arabanı.
- Senin başka işin yok mu?
Bu bir çadır kurmak için iyi bir yerdir.
Ne bulabileceğimizi görelim.
Ne aşk ne de öksürük gizlenebilir.
Bu kelimelerle tanımlanamaz.
- Kelimeler onu açıklayamaz.
- Kelimeler yetersiz kalır.
Tom bütün eğlenceyi kaçırıyor.
Tom bana Mary'ye yakın bir yere gitmeme izin vermeyecek.
Tom'un soyadını telaffuz etmek kolay değildir.
Yeni saç stilin seni daha yaşlı gösteriyor.
- Tom çocuklarının şarap içmesine izin vermez.
- Tom çocuklarına şarap içirtmez.
- Öğretmen metni yüksek sesle okutur.
- Öğretmen metni sesli okutur.
Niçin Tom'u yalnız bırakmıyorsun?
Niçin sadece Tom'un yardım etmesine izin vermiyorsun?
O beni yalnız bırakmayacak.
Neden onu yalnız bırakmıyorsun?
Neden onu tek başına bırakmıyorsun?
Onun inkâr edilemez olduğunu düşünüyorum.
Ben kesinlikle Tom'un onu yapmayacağını umuyorum.
Tom insanların evine girmesine izin vermez.
Janet bana her zaman onun daktilosunu kullanmama izin verir.
Bu sonuç arzulanan çok şey bırakır.
Kapıyı uygun şekilde kapatamıyorum.