Examples of using "Krankheit" in a sentence and their turkish translations:
- Birçoğu bu hastalık yüzünden hayatta kalmaz.
- Çoğu bu hastalıktan kurtulamaz.
Senin bir bulaşıcı hastalığın var.
bir hastalık gibi ele almalıyız.
Bu hastalık tedavi edilemez.
Hastalık cüzdanı boşaltır.
O hastalık nedeniyle yoktur.
Meme kanseri bir hastalıktır.
Hastalığa karşı bir mücadele.
O, o hastalıktan öldü.
hiç kimseye söylemiyordu bu hastalığı
Ateş hastalık gösterir.
O hastalığından dolayı yoktu.
O benim hastalğımı tedavi etti.
Tom hastalığını bir sır olarak tutuyor.
Tedavi edilemez bir hastalığı var.
Tom'un bulaşıcı bir hastalığı var.
- Tom'un nadir görülen bir hastalığı var.
- Tom'un ender bir hastalığı var.
Onların bulaşıcı bir hastalığı var.
Doktor onun hastalığını tedavi etti.
Tifüs, bulaşıcı bir hastalıktır.
Hastalık aniden başladı.
O bir hastalık nedeniyle istifa etti.
Kabakulak bulaşıcı bir hastalıktır.
O, hastalığı nedeniyle gelemedi.
bu hastalığın adı ise mitomani
Hastalık Mike'ı yürüyemez durumda bıraktı.
Hastalık onun dışarı çıkmasını engelledi.
Ne tür bir rahatsızlığım var?
Hastalığımı atlatıyorum.
Hastalık, organizmanızı zayıf düşürdü.
Alkolizm korkunç bir hastalıktır.
Bu hastalığa bakteri neden olur.
Tom'un tedavi edilemez bir hastalığı var.
Doktor hastalıkla mücadele ediyor.
Bu hastalık nasıl yayılır?
Hasta sonunda hastalığını yendi.
Hastalıktan dolayı gitmedim.
Bu hastalık götürür çoğunu.
Doktor bu hastalığın dermansız olduğunu söyledi.
ve ilişkilerin bozulmasına yol açabilir.
bu hastalıkta ise şöyle birşey karşımıza çıkıyor
Hiçbir ilaç bu hastalığı tedavi edemez.
Tom'un hastalığından dolayı hiç iştahı yoktu.
Hastalığın etkileri ciddi değildi.
Oğlan ciddi bir hastalıkla mücadele etti.
Hasta hastalığını atlatıyor.
Ben hastalıktan dolayı geçen Salı yoktum.
Ölümcül bir hastalığa kurban gitti.
Onun hastalığı onun tüm umutlarını boşa çıkardı.
Aniden ortaya çıkan bir hastalık, tatil planlarımızı mahvetti.
O, hastalığından sonra zayıf hissediyor.
O, hastalığından dolayı gelemedi.
Hastalığını yavaşça atlatıyor.
Onun hastalığına dikkat etmelisin.
Bu hastalık için hiç tedavi yok.
Şu an için, hastalığın sebebi bilinmiyor.
Hastalık ne oranda yayıldı.
Tom hasta olduğu için dersini iptal etmek zorunda kaldı.
Hastalıktan ve çalışmadan yoruldum.
Hastalık uydurmak anlamsızdır.
ve progeria denen bir hastalığım var.
O, başarısızlığını hastalığına bağladı.
Amansız bir hastalığı yakalandı.
- Hastalığı yüzünden iştahsızdı.
- Hasta olduğu için iştahı kaçıktı.
- Hastalığından dolayı iştahı yoktu.
Hastalığın ilk belirtileri ateş ve boğaz ağrısı.
Onun hastalığı çok içmekten kaynaklanmaktadır.
bu bir hakaret değil hastalığın ta kendisi
Hastalık bitsin sizi biz gene döveriz
Ani bir hastalık onu randevusunu iptal etmeye zorladı.
O aniden gizemli bir hastalık tarafından saldırıya uğradı.
Hastalık onun gezi planlarını engelledi.
Hastalığın yayıldığı söyleniyor.
O, hastalığından sonra hâlâ güçsüzdü.
Annem uzun bir hastalıktan dolayı çok zayıftı.
Hastalığından tamamen kurtuldu.
Kuduz yeryüzündeki en ölümcül hastalıktır.
Doktorların yardımıyla iyileşti.
COVID-19 ya da "2019 koronavirüs hastalığı" adını verdiler.
Hayat ölümcül,cinsel,taşınan bir hastalıktır.
Hastalık gelene kadar sağlık değerli değildir.
Bu hastalık kontrolsüz yangın gibi yayılıyor.
Hastalık nedeniyle okulda yoktum.
Yüksek ateş, bu hastalığın önemli bir belirtisidir.
Bu önlemler hastalığın yayılmasını önleyebilir.
Hastalık çeşitli şekillerde yayıldı.
O, hastalık nedeniyle görevinden istifa etti.
- Aşırı çalışması onu hasta etti.
- Aşırı çalışması ona hastalık getirdi.
O, Alzheimer hastalığı hakkında bir konuşma yaptı.
bu hastalık asla dünyaya yayılamayacaktı
kendi başına aşılamayacak bir hastalıktır
Eğer bu süreç içerisinde hastalık belirtisi olursa
- Hasta yakında sağlığına kavuşacak.
- Hasta yakında hastalığını atlatacak.
Doktor oğlunun hastalığını tedavi edebilir.
Sıtma, sivrisineklerin taşıdığı bir hastalıktır.