Translation of "Studenten" in Turkish

Studenten ausgebildet

Öğrenciler yettiştirdi

- Alle Studenten applaudierten.
- Alle Studenten haben Beifall geklatscht.

Tüm öğrenciler alkışladılar.

- Den Studenten gefällt es.
- Die Studenten mögen es.

Öğrenciler ondan hoşlanır.

Alle Studenten applaudieren.

Tüm öğrenciler alkışlıyor.

Sind das Studenten?

Onlar öğrenci mi?

Alle Studenten applaudierten.

Tüm öğrenciler alkışladılar.

Wir sind Studenten.

Biz talebeyiz.

- Sie sind beide gute Studenten.
- Beide sind gute Studenten.

Onların her ikisi de iyi öğrencilerdir.

- Mindestens dreißig Studenten waren abwesend.
- Mindestens dreißig Studenten fehlten.

En az otuz öğrenci yoktu.

- Ihr seid neue Studenten.
- Ihr seid die neuen Studenten.

Siz yeni öğrencilersiniz.

- Die Studenten sind zurück.
- Die Studenten sind wieder da.

Öğrenciler geri döndü.

- Seid ihr Studenten?
- Sind Sie Schüler?
- Sind Sie Studenten?

Siz öğrenci misiniz?

- Die Studenten machen Urlaub.
- Die Studenten sind in den Ferien.

Öğrenciler tatildeler.

- Die Studenten konnten nicht antworten.
- Antworten konnten die Studenten nicht.

Öğrenciler cevap veremedi.

Zutritt nur für Studenten.

Sadece öğrenciler kabul edilir.

Viele Studenten haben Teilzeitjobs.

Birçok öğrenci part-time işler yapar.

Das sind alles Studenten.

Onların hepsi kolej öğrencisidir.

Viele Studenten suchen Teilzeitjobs.

Çok sayıda öğrenci yarı zamanlı işler arıyor.

Alle Studenten studieren Englisch.

Bütün öğrenciler İngilizce çalışırlar.

Er spricht vor Studenten.

Öğrencilerin önünde konuşuyor.

Sie haben viele Studenten.

Onların bir sürü öğrencisi var.

Das sind nur Studenten.

Onlar sadece öğrenci.

Diese Studenten sind Koreaner.

Bu öğrenciler Koreli.

Die Studenten sind zurückgekehrt.

Öğrenciler geri döndü.

Wir sind beide Studenten.

Hem sen hem de ben öğrenciyiz.

Alle Studenten lieben Ferien.

Tüm öğrenciler tatili sever.

Ihr seid Studenten, oder?

Öğrencisiniz, değil mi?

Sie sind fähige Studenten.

Onlar yetenekli öğrenciler.

Die Studenten waren erfreut.

Öğrenciler memnundu.

Ich kenne diese Studenten.

Bu öğrencileri tanıyorum.

Alle Studenten sind heimgefahren.

Tüm öğrenciler evlerine gitti.

Wir sind keine Studenten.

Biz öğrenci değiliz.

Diese Studenten sind Kanadier.

Bu öğrenciler Kanadalılar.

- Sie vermietet Zimmer an Studenten.
- Sie vermietet das Zimmer an Studenten.

O, bir öğrenciye bir oda kiralıyor.

Die Erasmus-Studenten bleiben oft mit anderen Studenten desselben Landes zusammen.

Erasmus öğrencileri genellikle aynı ülkeden başka öğrencilerle kalırlar.

- Die Studenten gaben ihre Hausarbeiten ab.
- Die Studenten gaben ihre Seminararbeiten ab.

Öğrenciler dönem ödevlerini teslim ettiler.

- Alle Schüler waren da.
- Alle Studenten waren da.
- Alle Studenten waren anwesend.

Öğrencilerin hepsi mevcuttu.

Universitäten und Gymnasien Studenten aufgenommen,

ABD'deki üniversiteler ve liseler öğrencileri aldılar,

Fast alle Studenten wissen das.

Neredeyse tüm öğrenciler onu biliyor.

Einige der Studenten zeichnen gerne.

- Öğrencilerden bazıları resim yapmaktan hoşlanırlar.
- Bazı öğrenciler resim çizmeyi sever.

Viele der Studenten waren müde.

Öğrencilerin çoğu yorgundu.

Im Zimmer waren viele Studenten.

Odada çok sayıda öğrenci vardı.

Er ist bei Studenten beliebt.

Bu, öğrenciler arasında popüler.

Warum sind meine Studenten faul?

Neden benim öğrencilerim tembel?

Wir sind alle drei Studenten.

Üçümüz de öğrenciyiz.

Die Studenten müssen mehr lernen.

Öğrencilerin daha fazla çalışması gerekiyor.

Ich denke, sie sind Studenten.

Sanırım onlar öğrenci.

Tom und ich sind Studenten.

Tom ve ben öğrenciyiz.

Hier sind mindestens 500 Studenten.

Burada en azından 500 öğrenci var.

Tom und Maria sind Studenten.

Tom ve Mary öğrencidirler.

Antworten konnten die Studenten nicht.

Öğrenciler yanıt veremedi.

Viele arme Studenten erhalten Stipendien.

Birçok yoksul öğrenciye burs verilir.

Die meisten Studenten studieren fleißig.

Çoğu öğrenci sıkı çalışır.

Alle ihre Freunde sind Studenten.

Onun bütün arkadaşları öğrencidir.

Du hast die Studenten verwirrt.

Öğrencilerin kafasını karıştırdın.

- Man hält ihn oft für einen Studenten.
- Er wird oft für einen Studenten gehalten.

Sık sık bir öğrenciyle karıştırılır.

- Alle diese Schüler lernen Englisch.
- Alle diese Studenten studieren Englisch.
- Alle Studenten studieren Englisch.

Tüm öğrenciler İngilizce öğrenimi görüyorlar.

Studenten, die an der Sendung teilnehmen

yayına katılan öğrenciler

Die Studenten konnten keine Antwort geben.

Öğrenciler bir cevap veremedi.

Ihr Studenten solltet eigentlich fleißig sein.

Öğrenciler gayretli olmalılar.

Eine Mehrheit der Studenten hasst Geschichte.

Öğrencilerin çoğunluğu tarih sevmiyor.

Die Studenten wählten sie zur Vorsitzenden.

Öğrenciler onu başkan seçtiler.

Fast alle Studenten glaubten das Gerücht.

Hemen hemen tüm öğrenciler söylentiye inandı.

"Seid ihr Studenten?" "Ja, sind wir."

- “ Siz öğrenci misiniz?” “Evet, öğrenciyiz.”
- “ Siz öğrenci misiniz?” “Evet, öyleyiz.”

Das Publikum bestand hauptsächlich aus Studenten.

Dinleyiciler çoğunlukla öğrencilerden oluşuyordu.

Alle Studenten haben Zugang zur Bibliothek.

Tüm öğrencilerin kütüphaneye erişimi var.

- Die Schüler lachten.
- Die Studenten lachten.

Öğrenciler güldüler.

Die meisten von ihnen waren Studenten.

Onların çoğu üniversite öğrencileriydi.

Es gibt insgesamt etwa tausend Studenten.

- Toplam olarak yaklaşık bin öğrenci var.
- Toplam olarak takribî bin talebe var.

Die Bücher dieses Studenten sind neu.

Bu öğrencinin kitapları yeni.

Nur wenige Studenten können Latein lesen.

Sadece birkaç öğrenci Latince okuyabiliyor.

- Wir sind Studenten.
- Wir sind Schüler.

Biz öğrenciyiz.

Die Studenten sind in den Ferien.

Öğrenciler tatildeler.

Ich spreche mit einem meiner Studenten.

Öğrencilerimden biriyle konuşuyorum.

Sie nehmen Studenten wie Tom an.

Onlar Tom gibi öğrencileri kabul ediyorlar.

Die Hälfte von ihnen sind Studenten.

Onların yarısı öğrenci.

An dieser Universität sind zehntausend Studenten.

Bu üniversitede on bin tane öğrenci var.

Tütennudeln sind für Studenten ein Grundnahrungsmittel.

Anlık şehriyeler üniversite öğrencileri arasında temel bir yemektir.

- Ich will dieses Zimmer einem Studenten vermieten.
- Ich will dieses Zimmer an einen Studenten vermieten.

Bu odayı bir öğrenciye kiraya vermek istiyorum.

- Wie viele Studenten gibt es an deiner Universität?
- Wie viele Studenten gibt es an eurer Universität?
- Wie viele Studenten gibt es an Ihrer Universität?

Senin üniversitende öğrenci nüfusu nedir?

- Mehr und mehr Studenten treten den Protesten bei.
- Mehr und mehr Studenten schließen sich den Protesten an.
- Immer mehr Studenten beteiligen sich an den Protesten.

Gittikçe daha fazla öğrenci protestolara katılıyor.

- Die Zahl der Schüler sinkt.
- Die Zahl der Studenten sinkt.
- Die Zahl der Studenten nimmt ab.

Öğrencilerin sayısı düşüyor.

Bild von Studenten, die der Vorlesung zuhören

öğrencilerinin ders dinlerken görüntüsünü

Die Studenten demonstrierten gegen die neue Regierung.

Öğrenciler, yeni hükümete karşı gösteri düzenlediler.

Zwei Drittel der Studenten kamen zur Besprechung.

Öğrencilerin üçte ikisi toplantıya geldi.

Nur ein paar Studenten verstanden den Stoff.

Sadece birkaç öğrenci konuyu anladı.

Die Gruppe besteht aus insgesamt fünfzig Studenten.

Grup toplam 50 öğrenciden oluşmaktadır.

Das College hat ein Vermittlungsbüro für Studenten.

Üniversitede öğrenciler için bir yerleştirme bürosu vardır.

Die Professorin verliebte sich in den Studenten.

Öğretmen öğrenciye aşık oldu.