Examples of using "Picknicken" in a sentence and their turkish translations:
Yarın pikniğe gidiyorum.
Piknik yapamadık.
Dün akşam sahilde piknik yapamadık.
Bugün piknik için güzel bir gün.
- Yarın yağmur yağarsa pikniğe gitmeyeceğim.
- Yarın yağmur yağarsa, ben pikniğe gitmeyeceğim.
Yarın hava güneşli olursa, pikniğe gideriz.
Yarın yağmur yağarsa pikniğe gitmeyeceğim.
Hava güzel olursa, pikniğe gidelim.
Yağmur yağdığı için pikniğe gitmedik.
Eğer yarın güzel bir gün olursa pikniğe gideriz.
Yarın yağmur yağarsa, ben pikniğe gitmeyeceğim.
Yağmur, pikniğe gitmemize imkan vermedi.
Pikniğe gitmek için güneşli havadan yararlandık.
Yarın bir piknik yapacağız, hava müsait olursa, elbette.
Tom ve Mary John ve Alice ile birlikte pikniğe gitti.
Eğer hava düzelmezse içeride piknik yapacağız.
Gelecek hafta sonu Tom ve ailesiyle pikniğe gideceğim.
Yağmura rağmen pikniğe gittik.
Yarın hava iyi olursa, pikniğe gideriz.
Yarın hava güzel olur mu bilmiyorum, ama eğer yarın hava güzel olursa biz piknik yapacağız.
Tom ve Mary yağmur yağdığı için pikniğe gidemediler.