Translation of "Nirgendwo" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Nirgendwo" in a sentence and their turkish translations:

- Wir gehen nirgendwo mehr hin.
- Wir laufen nirgendwo mehr hin.

Artık hiçbir yerde yürümüyoruz.

Ich gehe nirgendwo hin.

Hiçbir yere gitmiyorum.

Ich wäre nirgendwo lieber.

Olmayı tercih ettiğim başka yer yok.

Wir müssen nirgendwo hingehen.

Bir yere gitmek zorunda değiliz.

Nirgendwo ist es sicher.

Hiçbir yer güvenli değildir.

Sie konnten nirgendwo hingehen.

Onların gidecek yeri yoktu.

Hier können sie nirgendwo hinkommen

İşte hiçbir yere gelemezler

Man kann sonst nirgendwo parken.

Park edecek başka bir yer yok.

Ich konnte es nirgendwo finden.

Onu herhangi bir yerde bulamadım.

Tom ist nirgendwo zu finden.

Tom bulunacak bir yerde değil.

Tom konnte nirgendwo anders hin.

Tom başka bir yere gidemedi.

Tom ist nirgendwo zu sehen.

Tom hiçbir yerde görülmedi.

Ihr werdet nirgendwo sicher sein.

Hiçbir yerde güvende olmayacaksın.

Tom will nirgendwo anders hin.

Tom başka bir yere gitmek istemiyor.

Wir gehen heute nirgendwo hin.

Bugün bir yere gitmiyoruz.

Ich konnte sie nirgendwo finden.

Onu hiçbir yerde bulamadım.

Tom lebt irgendwo im Nirgendwo.

Tom bilinmeyen bir yerde yaşıyor.

Heute brauche ich nirgendwo hinzugehen.

Bugün bir yere gitmeme gerek yok.

Jetzt kann er nirgendwo mehr hin.

Artık bir yere gidemez.

Jetzt geht er nirgendwo mehr hin.

Artık bir yere gidemez.

Nirgendwo kommen Ställe und Pferdepflegetickets heraus.

Hiçbir yerde ahır ve at bakım bileti çıkıyor.

Ich gehe am Sonntag nirgendwo hin.

Pazar günü bir yere gitmiyorum.

Hier werden Dinge vertrieben, die sonst nirgendwo erhältlich sind.

Onlar burada başka bir yerde bulamadığın şeyleri satar.

Wir haben überall gesucht. Man kann nirgendwo sonst nachsehen.

Biz her yeri araştırdık. Bakacak başka bir yer yok.

Nirgendwo braucht man seine Kraft so sehr wie im Dschungel.

Doğada gücünüze ihtiyaç duyduğunuz bir yer varsa orası kesinlikle ormandır.

- Ich habe sie nirgendwo gesehen.
- Ich habe sie nirgends gesehen.

Onları herhangi bir yerde görmedim.

- Ich kann ihn nirgends finden.
- Ich kann ihn nirgendwo finden.

Onu hiçbir yerde bulamıyorum.

Tom ist nirgendwo hingegangen. Er ist noch in seinem Zimmer.

Tom hiçbir yere gitmedi. O hâlâ odasında.

Solange dein Zimmer nicht aufgeräumt ist, gehst du nirgendwo hin.

Odan temiz olana kadar hiçbir yere gitmiyorsun.

- Tom geht nie irgendwo alleine hin.
- Tom geht nirgendwo alleine hin.

Tom hiçbir yere tek başına gitmez.

- Der Ring war nirgends zu finden.
- Der Ring war nirgendwo zu finden.

Bu yüzük hiçbir yerde bulunmayacaktı.

- Meine Tasche konnte nirgendwo gefunden werden.
- Meine Tasche war nirgends zu finden.

Benim çantam hiçbir yerde bulunmadı.

- Wir saßen irgendwo in der Pläne fest.
- Wir saßen mitten im Nirgendwo fest.

- Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerde mahsur kalmıştık.
- Ücra bir yerde kalakalmıştık.
- Issız bir yerde mahsur kalmıştık.

Ich möchte heute nirgendwo hin. Es ist kalt draußen, und ich muss morgen früh raus.

Bugün bir yere gitmek istemiyorum. Dışarısı soğuk ve yarın erken kalkmak zorundayım.

- Du kannst es nur da kaufen.
- Der einzige Ort, wo ihr es kaufen könnt, ist dort.
- Sie können es nirgendwo außer dort kaufen.

Oradan başka hiçbir yerde onu alamazsın.