Translation of "Klug" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Klug" in a sentence and their turkish translations:

Tom ist klug.

Tom akıllı.

Das ist klug.

O akıllı.

Du bist klug.

- Sen akıllısın.
- Sen zekisin.

Sie sind klug.

Onlar gerçekten akıllı.

Tom war klug.

Tom akıllıydı.

Er ist klug.

- O akıllı.
- O akıllıdır.

Krähen sind klug.

Kargalar akıllıdır.

Layla ist klug.

Leyla zekidir.

- Hältst du das für klug?
- Haltet ihr das für klug?
- Halten Sie das für klug?

Bunun akıllıca olduğunu düşünüyor musun?

- Hältst du dich für klug?
- Halten Sie sich für klug?
- Haltet ihr euch für klug?

Zeki olduğunu düşünüyor musun?

- Sie ist klug und arbeitsam.
- Sie ist klug und fleißig.

O, zeki ve çalışkan.

- Tom ist klug und arbeitsam.
- Tom ist fleißig und klug.

Tom akıllı ve çalışkan.

Du hast klug entschieden

Zekice seçimler yaptınız

Wie klug Tom ist!

Tom ne kadar akıllı!

Er ist sehr klug.

- O çok zeki.
- O çok zekidir.

Sie ist sehr klug.

O çok akıllı.

Das würde klug sein.

O sağduyulu olurdu.

Tom ist sehr klug.

Tom çok zeki.

Das war sehr klug.

O çok akıllıydı.

Du bist wirklich klug.

Gerçekten zekisin.

Du bist sehr klug.

- Çok akıllısın.
- Sen çok akıllısın.

Ihr seid sehr klug.

Çok akıllısın.

Delphine sind sehr klug.

Yunuslar gerçekten akıllı.

Wäre das denn klug?

Bu akıllıca olur mu?

Jener König herrschte klug.

O kral akıllıca yönetti.

Tom sah klug aus.

Tom akıllı görünüyordu.

Meine Schwester ist sehr klug.

Kız kardeşim çok akıllıdır.

Er ist klug und gutaussehend.

O akıllı ve güzel.

Er ist klug und fleißig.

O akıllı ve çalışkandır.

Aus Fehlern wird man klug.

Biz hatalarımızdan öğreniriz.

Er ist klug, aber arrogant.

O akıllı ama küstah.

Sie ist klug, aber eingebildet.

O akıllı ama kibirli.

Tom ist klug, nicht wahr?

Tom akıllı, değil mi?

Tom ist nicht sehr klug.

Tom çok zeki değil.

Meine Mutter findet mich klug.

Annem benim akıllı olduğumu söyler.

Er ist klug und erfindungsreich.

O, zeki ve becerikli.

Sie halten ihn für klug.

Onu akıllı görüyorlar.

Ich werde daraus nicht klug.

Bana göre bir anlamı yok.

Das Kind war außerordentlich klug.

Çocuk son derece akıllıydı.

Das war nicht sehr klug.

O pek akıllıca değildi.

Tom ist klug und neugierig.

Tom akıllı ve meraklıdır.

Maria ist klug und neugierig.

Mary akıllı ve meraklıdır.

Tom ist klug und einfallsreich.

Tom akıllı ve beceriklidir.

Ich halte mich für klug.

Ben zeki olduğumu düşünüyorum.

- Er ist klug, gutaussehend und von Höflichkeit.
- Er ist klug, höflich und gutaussehend.

O akıllı, yakışıklı ve kibardır.

- Ich bin nicht so klug wie du.
- Ich bin nicht so klug wie Sie.

Ben senin kadar akıllı değilim.

Klug verwandt, kann Geld viel erreichen.

Akıllıca kullanılırsa, para çok işe yarar.

- Wie schlau!
- Wie geschickt!
- Wie klug!

Ne zeki!

Hältst du das wirklich für klug?

Gerçekten onun mantıklı olduğunu düşünüyor musun?

- Er ist intelligent.
- Er ist klug.

O akıllı.

- Er ist klug.
- Er ist elegant.

- O akıllı.
- O akıllıdır.

- Wähle bitte weise.
- Wähle bitte klug.

Lütfen akıllıca seçin.

- Hunde sind klug.
- Hunde sind clever.

Köpekler akıllıdır.

Ich halte Tom für sehr klug.

Tom'un çok akıllı olduğunu düşünüyorum.

- Tom ist klug.
- Tom ist intelligent.

- Tom akıllı.
- Tom akıllıdır.

- Tom war clever.
- Tom war klug.

Tom akıllıydı.

Tom ist wirklich ganz schön klug.

Tom gerçekten çok akıllı.

Tom scheint sehr klug zu sein.

Tom çok zeki görünüyor.

Tom ist sehr klug, nicht wahr?

Tom gerçekten zeki, değil mi?

- Sie ist schön und intelligent.
- Sie ist klug und hübsch.
- Sie ist klug und gutaussehend.

O güzel ve zeki.

Er war so klug, ihren Rat anzunehmen.

O, onun nasihatını dinleyecek kadar akıllıydı.

- Sie spricht mit Klugheit.
- Sie redet klug.

Bilgece konuşuyor.

Du warst zu klug für mich, Tom.

Benim için çok akıllıydın, Tom.

Ich denke nicht, dass das klug wäre.

Bunun iyi bir fikir olacağını sanmıyorum.

Es dünkte ihn klug, das Angebot anzunehmen.

Teklifi kabul etmenin akıllıca olduğunu düşünüyordu.

Ich möchte lieber hübsch sein als klug.

Zeki olmaktansa güzel olmayı tercih ederim.

Es scheint kein klug gewählter Ruheplatz zu sein.

Dinlenmek için pek akıllıca bir seçim değil sanki.

Er ist klug genug, nichts Derartiges zu tun.

O böyle bir şey yapmayacak kadar zekidir.

Ich bin wohl nicht so klug wie du.

Sanırım ben senin kadar akıllı değilim.

Er dachte, es sei klug, das Angebot anzunehmen.

O, teklifi kabul etmenin akıllıca olacağını düşündü.

Er ist zu klug, das nicht zu wissen.

Kendisi bunu bilmeyecek kadar akıllıdır.

- Du bist sehr klug.
- Du bist sehr intelligent.

- Çok akıllısın.
- Sen çok akıllısın.

Es war klug von dir, sein Angebot anzunehmen.

Öneriyi kabul etmen akıllıcaydı.

Ich bin nicht nur klug, sondern auch schön.

- Ben sadece akıllı değil, aynı zamanda güzelim.
- Ben sadece zeki değil, aynı zamanda yakışıklıyım.

Du bist nicht so klug, wie du meinst.

- Sandığın kadar akıllı değilsin.
- Sen olduğunu düşündüğün kadar akıllı değilsin.

Mein Freund ist klug, hübsch und auch freundlich.

Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır.

Er ist echt süß und auch richtig klug.

O çok sevimli ve o gerçekten zekidir.

Tom ist klug genug, nichts Derartiges zu tun.

Tom böyle bir şey yapmayacak kadar aklı başında biri.

- Du bist sehr klug.
- Du bist sehr schlau.

Çok zekisin.

Tom ist echt klug und auch irgendwie süß.

Tom gerçekten akıllı ve aynı zamanda sevimli sayılır.

Tom hielt es für klug, das zu tun.

Tom bunu yapmanın iyi bir fikir olduğunu düşünüyordu.

Ich weiß nicht, ob das so klug ist.

Bunun çok iyi bir fikir olup olmadığını bilmiyorum.

Niemand wird klug geboren, doch viele sterben dumm.

Hiç kimse akıllı doğmaz ama çoğu aptal ölür.

Tom ist zu klug für solch eine Tat.

Tom bunu yapmak için çok akıllı.

Er ist ein netter Mensch, aber nicht sonderlich klug.

O iyi bir insan, şüphesiz, fakat çok akıllı değil.

Es ist nicht klug von dir, sein Angebot auszuschlagen.

Onun önerisini geri çevirmen akıllıca değil.

Tom ist nicht so klug wie sein älterer Bruder.

Tom abisi kadar akıllı değil.

Mit seinem Bruder verglichen ist er nicht so klug.

Erkek kardeşi ile karşılaştırıldığında, o çok akıllı değil.

Er mag ja klug sein, aber er macht oft Schusselfehler.

O akıllı olabilir fakat sık sık dikkatsiz hatalar yapar.

Der Mann ist zu klug, um solche Sachen zu machen.

Adam böyle şeyler yapmak için fazla akıllıdır.

Er ist zu klug, um eine derartige Dummheit zu begehen.

O kadar aptalca bir şey yapmayacak kadar çok zekidir.