Translation of "Layla" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Layla" in a sentence and their turkish translations:

Layla schrie.

Leyla bağırıyordu.

Layla blutete.

Leyla kanıyordu.

Layla hustete.

Leyla öksürdü.

Layla wurde erschossen.

Leyla vuruldu.

Layla wurde ermordet.

Leyla öldürüldü.

Layla war verblüfft.

Leyla hayrete düştü.

Layla wurde erwischt.

Leyla yakalandı.

Layla wirkte schläfrig.

Leyla uykulu görünüyordu.

Layla liebte Pferde.

Leyla atları sevdi.

Layla trinkt viel.

Leyla çok içki içer.

Layla beging Selbstmord.

Leyla intihar etti.

Layla war verzweifelt.

Leyla çaresizdi.

Layla fuhr weiter.

Leyla araç sürmeye devam etti.

Layla war gefangen.

Leyla tuzağa düşürüldü.

Layla schwamm weiter.

Leyla yüzmeye devam etti.

Layla hatte Angst.

Leyla kendini korkmuş hissetti.

Layla wird überleben.

Leyla hayatta kalacak.

Layla ist klug.

Leyla zekidir.

Layla bekam Hilfe.

Leyla yardım aldı.

Layla ist weggezogen.

Leyla uzaklaştı.

Layla ging hinaus.

- Leyla dışarı gitti.
- Leyla dışarı çıktı.

Layla wurde weiß.

- Leyla beyaza döndü.
- Leyla beyazlaştı.

Layla wurde verhaftet.

Leyla yakalandı.

Layla war durstig.

Leyla susamıştı.

Sami kennt Layla.

Sami, Leyla'yı tanıyor.

Layla war bekifft.

- Leyla taşlandı.
- Leyla'nın kafası güzeldi.

Layla sah perfekt aus.

Leyla mükemmel görünüyordu.

Layla war eine Transfrau.

Leyla transseksüel bir kadındı.

Layla war außer Kontrolle.

Leyla kontrolden çıktı.

Layla wusste zu viel.

Leyla çok fazla biliyordu.

Layla hat angestrengt gearbeitet.

Leyla sıkı çalıştı.

Layla öffnete die Tür.

Leyla kapıyı açtı.

Layla war im Haus.

Leyla evdeydi.

Layla ging ins Badezimmer.

Leyla tuvalete girdi.

Layla rief einen Krankenwagen.

Leyla bir ambulans çağırdı.

Layla sah näher hin.

Leyla daha yakın görünüyordu.

Layla liebt ihren Partner.

Leyla partnerini sever.

Layla schwamm einfach weiter.

Leyla sadece yüzmeye devam etti.

Layla war wirklich beeindruckt.

Leyla gerçekten etkilenmişti.

Layla war gut angezogen.

Leyla iyi giyimliydi.

Layla sah gut aus.

Leyla iyi görünüyordu.

Layla ist verloren gegangen.

Leyla kayboldu.

Layla bekam keine Luft.

Leyla nefes alamadı.

Layla war am Sterben.

Leyla ölüyordu.

Layla betete um Vergebung.

Leyla af dilemek için dua etti.

Layla begann zu schreien.

Layla bağırmaya başladı.

Layla schlief im Gästezimmer.

Leyla misafir odasında uyudu.

Layla kehrte nicht zurück.

Leyla geri gelmedi.

Layla schafft das nicht.

Leyla bunu yapamaz.

Layla machte einen Einkaufsbummel.

Leyla alışveriş çılgınlığına gitti.

Halt deinen Mund, Layla!

Kapa çeneni, Leyla.

Layla schrie um Hilfe.

Leyla yardım için çığlık atıyordu.

Layla liebt euch alle.

Leyla hepinizi sever.

Layla hat sich weiterbewegt.

Leyla hareket etmeye devam etti.

Sami begann Layla anzuschreien.

Sami, Leyla'ya bağırmaya başladı.

Layla war eine bezaubernde Frau.

- Leyla büyüleyici bir kadındı.
- Leyla çekici bir kadındı.

Layla wurde unter Hausarrest gestellt.

Leyla ev hapsinde tutuldu.

Layla wurde für schuldig befunden.

Leyla suçlu bulundu.

Layla erfuhr von Samis Bisexualität.

Leyla, Sami'nin biseksüelliğini öğrendi.

Layla kehrte nach Hause zurück.

Leyla eve geri döndü.

Layla lebte im ländlichen England.

Leyla, İngiltere kırsalında yaşıyordu.

Layla war eine starke Trinkerin.

- Leyla çok içti.
- Leyla ağır biçimde içti.

Layla hatte es nicht eilig.

Leyla hiç acele etmedi.

Layla schloss die Tür ab.

Leyla kapıyı kilitledi.

Layla stieg aus dem Wagen.

Leyla arabadan indi.

Layla wird es niemals schaffen.

Leyla onu asla yapmaz.

Layla war dabei zu ersticken.

Leyla boğuluyordu.

Layla brach in Panik aus.

Leyla panikledi.

Layla hat einen Sohn bekommen.

- Leyla'nın bir oğlu vardı.
- Leyla'nın bir oğlu oldu.

Layla ist mit allen zurechtgekommen.

Leyla herkesle anlaşırdı.

Layla möchte nach Hause gehen.

Leyla eve gitmek istiyor.

Layla kam nicht nach Hause.

Leyla eve gelmedi.

Layla war ein wenig besorgt.

Leyla biraz endişeliydi.

Layla wurde ins Krankenhaus gebracht.

- Leyla hastaneye kaldırıldı.
- Leyla hastaneye götürüldü.

Layla fing an zu weinen.

Layla ağlamaya başladı.

Layla fühlte sich sehr einsam.

Leyla kendini çok yalnız hissetti.

Sami und Layla waren hier.

Sami ve Leyla buradaydılar.

Sami reichte Layla etwas Saft.

- Sami, Leyla'ya biraz meyve suyu ikram etti.
- Sami, Leyla'ya biraz meyve suyu servis etti.

Sami und Layla wurden Facebookfreunde.

Sami ve Leyla, Facebook arkadaşları oldular.

Sami sah Layla im Café.

Sami Leyla'yı kafede gördü.

Layla fing sofort an zu weinen.

Leyla hemen ağlamaya başladı.

Layla war die Erste, die ankam.

Leyla gelen ilk kişiydi.

Layla hatte nichts damit zu tun.

Leyla'nın onunla yapacak hiçbir şeyi yoktu.

Layla ging zurück, die Treppe hinunter.

Leyla aşağı indi.

Layla hat sich entschieden zu bleiben.

Leyla kalmaya karar verdi.

Layla dachte, sie hätte psychische Fähigkeiten.

Leyla psişik yetenekleri olduğuna inanıyordu.

Layla hat mir das Leben gerettet.

Leyla hayatımı kurtardı.

Layla versteckte sich hinter einem Baum.

Leyla bir ağacın arkasına saklandı.

Layla wurde von einem Auto angefahren.

Leyla'ya bir araba çarptı.

Layla erfuhr, dass sie schwanger ist.

Leyla hamile olduğunu öğrendi.

Layla schrie einfach weiter um Hilfe.

Leyla sadece yardım için bağırmaya devam etti.

Layla wagte es nicht, sich einzumischen.

Leyla karışmaya cesaret edemedi.

Layla und Sami überqueren die Grenze.

Leyla ve Sami çizgiyi aşıyorlar.

Layla hatte eine sehr schwere Kindheit.

Leyla çok zor bir çocukluk geçirdi.

Sami und Layla hatten ein Familiengeheimnis.

Sami ve Leyla'nın bir aile sırrı vardı.

Sami und Layla hatten einen Geschäftstermin.

Sami ve Layla'nın iş görüşmesi vardı.

Sami bemerkte, dass Layla nicht atmete.

Sami Leyla'nın nefes almadığını fark etti.

Sami kannte beide, Layla und Farid.

- Sami hem Leyla'yı hem de Ferit'i biliyordu.
- Sami hem Leyla'yı hem de Ferit'i tanıyordu.

Sami holte Layla vom Flughafen ab.

Sami, Leyla'yı havaalanında aldı.