Examples of using "Halten" in a sentence and their turkish translations:
Kaplumbağalar kış uykusuna yatar.
Sözünü tutmalısın.
Sözüne sadık kalmalısın.
Bir konuşma yapmak zorunda mısın?
Elini tutmak istiyorum.
Çeneni kapatmalısın.
Sözünü tutmak zorundasın.
Hiç solmuyorlar.
Derhal dur.
Nöbet tutacağım.
Bu pencereyi kapalı tut.
Bazı evlilikler yürümüyor.
Odanı temiz tutmalısın.
Toplantılarını nerede yaparsın?
Çenemi kapalı tutmalıydım.
Biz odayı sıcak tutacağız.
Bu çocuk, bebeği tutmak istedi.
Bizi ayakta tutan kalori.
Bundan beni sorumlu tutuyorlar.
Kendini sıcak tutmalısın.
Ağzımı kapalı tutacağım.
Sözlerini tutmalısın.
Tom ve Mary el ele tutuşuyorlar.
Şekerleme yapacağım.
Biz bir konferans veriyoruz.
Aşkın sonsuza kadar sürmesi gerekiyor mu?
Bizim dostluğumuz uzun bir süre devam edecek.
Neden insanlar kış uykusuna yatmazlar?
Konuşma yapmak zorunda mıyım?
- Sıkıca tutunmaya çalış.
- Bunu sıkıca tutmaya çalış.
Onu akıllı görüyorlar.
Bu seni sıcak tutacak.
Elini tutabilir miyim?
Neden şimdi duruyorsun?
Biz burada ne kadar dururuz?
Arkadaşlar her zaman sonsuza kadar arkadaş kalmazlar.
Neden burada duruyoruz?
Bazı insanlar güzel konuşan olduğumu düşünürler.
Elini tutabilir miyim?
Gözlerini açık tutmaya çalış.
Bunu sır olarak saklamak istediğini biliyorum.
Sana gelişmeleri bildireceğim.
Bu koltuğu benim için tutar mısın?
Kendilerini dik tutamıyorlar.
Çünkü bu temizleme işlemi pahalıya patlıyor.
Torununuzu veya çocuğunuzu elinden tutup
Ellerini temiz tutmalısın.
Ellerimizi temiz tutmalıyız.
O, ne kadar süre orada duracak.
O, sözünü tutamadı.
Onu belli bir mesafede tutmak istiyor.
Lütfen konuşmayı keser misin?
Acilen bir konuşma yapmak zorunda kaldım.
Nefesinizi tutun lütfen.
Ben gözlerimi kapalı tutacağım.
- Tom çenesini kapalı tutamıyor.
- Tom ağzını kapalı tutamıyor.
Sadece onun elini tutmak istiyorum.
O, çenesini kapalı tutmalıydı.
Çenesini kapalı tutmalıydı.
O benimle dalga geçmek istiyor.
Senin için bir koltuk ayıracağız.
Ben gerçekten konuşma yapmak zorunda mıyım?
Çeneni kapar mısın?
Verdiğin sözleri tutmalısın.
Onu sadece dualar hayatta tutar.
Herkes Tom'un biraz deli olduğunu düşünüyor.
Ağzını kapalı tutmalıydın.
Bu köprü fazla dayanmaz.
- Bunun doğru olduğunu düşünmüyoruz.
- Bunun doğru olduğunu sanmıyoruz.
- Zannımızca doğru değil.
Herkes nefesini tutuyor.
Bizim erzak sonsuza dek sürmeyecek.
Herkes benim bir gizem olduğumu düşünür.
Onlar hayvanat bahçesinde birçok hayvan bakıyorlar.
Bu kumaş uzun dayanmaz.
Teşekkürler. Lütfen burada durun.
Onu sır olarak tutmalıydın.
Biz şimdi kapıları kilitli tutuyoruz.
Tom'a ayak uydurmaya çalış.
Şimdi çeneni kapatabilirsin.
Biz hukuka uyarız.
Çoğu insan kendini ortalamanın üzerinde görür.
Tutamayacağın sözler verme.
Onlar da patent ofisini meşgul ettiler.
Bu matara... Ağırlığımı taşıyor gibi.
Bazısı kış uykusuna yatarak asgari enerji harcıyor.
Bu orman faresi gibi onlar da kış uykusuna yatmıyor.
alıyorlar sırtlarına bitlerini devam
Ellerini her zaman temiz tutmalısın.
Biz kurallara uymalıyız.
Kurallara uymalısınız.
Oyunun kurallarına uymalıyız.
Havayı ve suyu nimetten saymıyoruz.
Satranç oyununa ne dersin?
Maliyeti düşürmeye çalışıyorlar.
Ona çenesini kapatması emredildi.