Examples of using "Gibst" in a sentence and their turkish translations:
Pes mi ediyorsun?
Bunu Tom'a veriyor musun?
Pes diyor musun?
Ya başından vazgeçiriyorsunuz
Sen bana çok veriyorsun.
Bana telefon numaranı verir misin?
Sen vazgeçmezsin, değil mi?
Neden onu bana veriyorsun?
Neden bunu bana veriyorsun?
Bunun için bana ne vereceksin?
Beni mi suçluyorsun?
Neden vazgeçmiyorsun?
Bizi suçluyor musun?
Bana biraz verir misin?
Sen bana değer vermiyorsun.
Anahtarı bana verecek misin?
Neden cevap vermiyorsun?
Onları nerede besledin?
Çok fazla para harcıyorsun.
Neden şimdi onu bana veriyorsun?
Niçin onu Tom'a vermiyorsun?
Neden sadece pes etmiyorsun?
Niçin hatanı kabul etmiyorsun?
Peki neden hemen vazgeçmiyorsun?
Niye Tom'la takılıyorsun?
İşi yapması için niçin Tom'u işe almıyorsun?
Neden her zaman beni suçluyorsun?
Onunla flört etmesen iyi olur.
Onu emzirir misin yoksa biberonla mı beslersin?
Yani yalan söylediğini kabul ediyorsun, öyle mi?
Neden bu kaybedenlerle takılıyorsun?
Bana o kurşun kalemi uzatır mısın?
Kolayca pes etmiyorsun, demi?
Bu adamlarla görüşmesen iyi olur.
Neden bana para veriyorsun? Bu normal değil.
Başarısızlığın için beni mi suçluyorsun?
Yalan söylediğini kabul ediyorsun öyle mi?
Onu bana vermeni öneririm.
Bana ne vereceksin?
"Kaybolduğumuzu kabul ediyor musun?" "Hayır."
Daha çok çalışmazsan, başarısız olursun.
- Biraz şeker ekler misiniz?
- Biraz şeker ekler misin?
- Şeker eklemiyor musun?
Neden sahip olmak istediğim şeyi bana vermiyorsun?
Çok kolay vazgeçersin.
Eski bilgisayarını Tom'a vermeni öneririm.
Neden sadece yanıldığını itiraf etmiyorsun?
Makyaj yapmak için ayda 20 dolardan daha fazla harcar mısın?
- Neden sadece hatalı olduğunu kabul etmiyorsun?
- Hatalı olduğunu kabul etsene işte.
Hayatın size verdiği şeyi sormayın, ne verdiğinizi sorun.
Ne söylediğin hakkında hiçbir fikrin var mı?
Bana ne kadar fazla bilgi verirseniz size o kadar daha iyi tavsiye verebilirim.
Eğer demliğe biraz daha çay yaprakları koyarsan, çayın tadı daha iyi olacaktır.
Tuzluğu verir misin? Patatesler biraz tuzsuz.
Bana iyi bir neden vermedikçe senden boşanmayacağım.
Her ne kadar sıkı denesen de onu bir gün içinde bitiremezsin.
Neden pes etmiyorsun?
Eski kanepeni satmak istiyorsan neden yerel bir gazeteye bir reklam koymuyorsun?
Yeterince gayret etmiyorsun.
Beni güvende hissettiriyorsun.
Bunu yaparsan kendini alay konusu edersin.
Bana bir iyilik yapar mısın ve köpeğimi besler misin?
Neden ona para vermeyi sürdürüyorsun?
Niçin Tom'a para vermeyi sürdürüyorsun?
Her ay gıdaya ne kadar para harcarsın?
Bana biraz para versen iyi olur.
Bana bir söz vermeni istiyorum.
Köpeğini ne ile beslersin?
Burada emirler verme.
Bir sorunumuz olduğunu kabul ediyorsun yani.
Çiçeğe su verirsen, sadece yaşamasını sağlarsın. Çiçeğe sevgi dolu yaklaşırsan, açan her çiçeği ile fazlalıkla mutluluğu geri verir. Insanlarda böyle.
Çok çalıştığını biliyorum.
Neden beni tanımıyormuş gibi davranıyorsun?
Niçin Tom'a bir şans vermiyorsun?
- Lütfen tuzu bana uzat.
- Bana tuzu uzat lütfen.
- Lütfen bana tuzu uzatırmısın?
- Tuzu bana uzat, lütfen?
- Tuzu uzatır mısın, lütfen?
- Bana tuzu uzatır mısın, lütfen?
- Bana tuzu ver, lütfen.