Translation of "Dafür" in Turkish

0.096 sec.

Examples of using "Dafür" in a sentence and their turkish translations:

- Danke dafür!
- Dank dafür.
- Danke dafür.

Onun için teşekkürler.

Danke dafür.

Bunun için teşekkürler.

- Dafür wirst du bezahlen!
- Dafür werden Sie bezahlen!
- Dafür werdet ihr bezahlen!

- Bunun bedelini ödeyeceksin.
- Bunun hesabını vereceksin.

- Dafür bezahle ich dich.
- Dafür bezahle ich Sie.
- Dafür bezahle ich euch.

Sana bu yüzden ödüyorum.

- Du solltest dafür bezahlen.
- Ihr solltet dafür bezahlen.
- Sie sollten dafür bezahlen.

Bunun için ödeme yapman gerekiyor.

- Wirst du dafür bezahlt?
- Werdet ihr dafür bezahlt?
- Werden Sie dafür bezahlt?

- Bunun için para alıyor musun.
- Sana bunun için ödeme yapılıyor mu?

- Sie kann nichts dafür.
- Dafür kann sie nichts.

O suçlanmayacak.

- Tom kann nichts dafür.
- Dafür kann Tom nichts.

Tom suçlanmayacak.

Ich bin dafür.

Onun lehindeyim.

Danke dafür, Tom.

Bunun için teşekkürler, Tom.

- Dafür sind Freunde doch da.
- Dafür sind Freunde da.

- Arkadaşlar bunun içindir.
- Dostlar bunun için vardır.

- Du musst noch dafür bezahlen.
- Ihr müsst noch dafür bezahlen.
- Sie müssen noch dafür bezahlen.

Yine de parasını ödemek zorundasın.

- Besteht dafür eine Servicegebühr?
- Ist dafür eine Bearbeitungsgebühr zu zahlen?

Bunun için bir servis ücreti var mıdır?

- Ich habe keine Zeit dafür.
- Dafür habe ich keine Zeit.

- Buna vaktim yok.
- Bunun için zamanım yok.

- Ich bin zu alt dafür.
- Dafür bin ich zu alt.

Bunun için çok yaşlıyım.

- Sorge dafür, dass niemand hereinkommt.
- Sorge dafür, dass niemand hineingeht.

Kimsenin girmediğinden emin ol.

- Dafür wirst du bezahlen, Tom!
- Dafür wirst du büßen, Tom!

- Bunu ödeyeceksin, Tom.
- Bunun cezasını çekeceksin, Tom.

Solange unsere Gründe dafür,

İyi bir gün geçirmemize dair

Ich werde dafür sorgen.

Ondan emin olacağım.

Lass ihn dafür bezahlen!

Onun için ödesin.

Ich entschuldige mich dafür.

Bunun için özür dilerim.

Du wirst dafür bezahlen.

Onu ödeyeceksin.

Dafür kannst du nichts.

Sen suçlanmayacaksın.

Wir werden dafür sorgen.

Biz onunla ilgileneceğiz.

Sind wir bereit dafür?

Bunun için hazır mıyız?

Tom war dafür verantwortlich.

Bunun için Tom sorumluydu.

Ich habe dafür gesorgt.

Onunla ilgilendim.

Wir haben dafür bezahlt.

Onun için ödedik.

Tom interessierte sich dafür.

Tom onunla ilgileniyordu.

Ich danke dir dafür.

Onun için sana teşekkür ederim.

Ich wäre dafür bereit.

Onun için aday olacağım.

Ich bin ganz dafür.

- Kesinlikle katılıyorum.
- Sonuna kadar varım.

Bist du dafür bereit?

Bunun için ümitli misin?

Sie bezahlen uns dafür.

Bize ödeme nedenin budur.

Wer wird dafür aufkommen?

Bunu kim ödeyecek?

Wirst du dafür bezahlt?

Bunu yapmak için sana ödeme yapılıyor mu?

Ich habe dafür gestimmt.

Tom bunun için oy kullandı.

Ich liebe dich dafür.

Onun için seni seviyorum.

Hasse mich nicht dafür!

Bunun için benden nefret etme.

Vielen lieben Dank dafür!

Bunun için size çok teşekkür ederim.

Dafür werde ich bezahlt.

Bana bunun için para ödüyorlar.

Dafür sind wir da.

Burada olma nedenimiz bu.

Tom braucht dafür Zeit.

Onu yapmak için Tom'un zamana ihtiyacı var.

Bin ich dafür zuständig?

Ben bundan sorumlu muyum?

Tom ist dafür bekannt.

Tom onunla tanınır.

Was willst du dafür?

O konuda ne istiyorsun?

Tom wird dafür bezahlt.

Tom'a onu yapması için para ödeniyor.

Ich werde dafür bezahlt.

Onu yapmak için para alırım.

Dafür ist Tom verantwortlich.

Tom bundan sorumlu.

Ich bin dafür verantwortlich.

Ondan ben sorumluyum.

Dafür bezahle ich nicht!

Buna para vermem.

- Du wirst dafür ein Spezialwerkzeug brauchen.
- Sie werden dafür ein Spezialwerkzeug brauchen.
- Ihr werdet dafür ein Spezialwerkzeug brauchen.

Onu yapmak için özel bir alete ihtiyacın olacak.

- Wie viel hast du dafür bezahlt?
- Wie viel haben Sie dafür bezahlt?
- Wie viel habt ihr dafür bezahlt?

Bunun için ne kadar ödedin?

- Ich kann nichts dafür.
- Mich trifft keine Schuld.
- Dafür kann ich nichts.

Ben suçlanmayacağım.

- Ich mache dir dafür keinen Vorwurf.
- Ich mache Ihnen dafür keinen Vorwurf.

- Bunun için seni suçlamam.
- Bunun için sizi suçlamam.
- Bunun için seni suçlamıyorum.

- Wie viel hast du dafür bezahlt?
- Wie viel habt ihr dafür bezahlt?

Buna ne kadar ödedin?

- Ich gebe Ihnen dafür dreißig Dollar.
- Ich gebe dir dreißig Dollar dafür.

Sana onun için otuz dolar vereceğim.

Und verlangt dafür immer weniger.

ve karşılığında bizim adımıza gittikçe daha azını istiyor.

Wir haben uns dafür entschieden.

Tamam, seçimi yaptık.

Der Hauptgrund dafür sind Viren

bunun asıl sebebi bu virüsler

Und ich habe Beweise dafür.

Buna ilişkin kanıtım var.

Sie halten mich verantwortlich dafür.

Bundan beni sorumlu tutuyorlar.

Gibt es dafür eine App?

Onun için bir uygulama var mı?

Interessierst du dich wirklich dafür?

Gerçekten onunla ilgileniyor musunuz?

Ich brauche dafür nicht lange.

Bu uzun zamanımı almayacak.

Sie war dafür nicht bereit.

- Onun için hazır değildi.
- Ona hazır değildi.

Ich bitte dafür um Verzeihung.

Onun için özür dilerim.

Er wurde dafür nicht bezahlt.

O onun için ödeme almadı.

Wir haben dafür keine Zeit.

Bunun için zamanımız yok.

Ich möchte dir dafür danken.

- Sana bunun için teşekkür etmek istiyorum.
- Size bunun için teşekkür etmek istiyorum.

Tom ist zu schlau dafür.

Tom bunun için çok akıllı.

Ich fühle mich dafür schuldig.

Ben onun hakkında suçlu hissediyorum.

Was ist der Grund dafür?

Sebep nedir?

Dafür gibt es keinen Beweis.

Onun hakkında hiç kanıt yok.

Sie riskierte dafür ihr Leben.

O bunun için hayatını riske attı.

Dafür werde ich nicht bezahlt.

Bana bunun için ödeme yapılmıyor.

Was hast du dafür bezahlt?

- Ona ne kadar ödedin?
- Bunun için ne kadar ödedin?

Was gibst du mir dafür?

Bunun için bana ne vereceksin?

Was war der Grund dafür?

Onun için sebep neydi?

Ich habe keine Verwendung dafür.

Ona ihtiyacım yok.

Ich bin zu alt dafür.

Onun için çok yaşlıyım.

Wir sind nicht dafür verantwortlich.

Biz sorumlu değiliz.

Ich habe keine Zeit dafür.

Buna vaktim yok.

Mir fehlt dafür die Geduld.

Bunun için sabrım yok.

Ich werde dich dafür umbringen!

Bunun için seni öldüreceğim!

Dafür werde ich sie umbringen!

Bunun için onu öldüreceğim!

Tom will dreihundert Dollar dafür.

Tom bunun için üç yüz dolar istiyor.

Hast du genug Zeit dafür?

Onu yapmak için yeterli zamanın var mı?

Du bist nicht bereit dafür.

- Bunun için hazır değilsin.
- Bunun için hazır değilsiniz.