Examples of using "Gefiel" in a sentence and their turkish translations:
Onu sevdi.
Onu sevdi.
O film hoşuma gitti.
Tom bundan hoşlanmadı.
Tom bu fikri sevdi.
Tom onu sevmiyordu.
Tom, fikri sevdi.
- Mary'nin hikayesi Tom'un hoşuna gitti.
- Tom, Mary'nin hikayesinden hoşlandı.
Onlar onun mesajını sevdiler.
O, hediyeden memnundu.
Bay Grey işinden memnun değildi.
Tom işini çok sevdi.
Tom Mary'nin yeni saç modelini sevdi.
Tom gördüklerinden hoşlandı.
Belki o, fikri beğendi.
Tom adını sevmiyordu.
Onun hakkında sevdiğin nedir?
Ben bunu fazla sevmedim.
Fiyatı beğenmedim.
Tom durumu sevmedi.
O bunu çok fazla sevmedi.
Tom ondan çok fazla hoşlanmazdı.
O onun hakkındaki her şeyi sevdi.
Onlar Jefferson'un dediklerini sevdiler.
Tom, Mary'nin tavsiyesinden hoşlanmıyordu.
Oyun izleyiciyi memnun etti.
Tom'un önerisini beğenmedim.
Tom burada bundan hoşlanmadı.
Tom Fransızca dersini çok sevmedi.
Tom fikri beğenmedi.
Toplantıdaki bazı insanlar teklifimi sevmedi.
Onu sevdim.
Bay Grey işinden hoşlanmıyordu.
O, ondan hemen hoşlandı.
Tom, Boston'da yaşamaktan hoşlanıyordu.
Ben onun söylediğinden hiç hoşlanmadım.
Tom gördüğü şeyi çok beğenmedi.
O filmin sonunu sevmedim.
Filmin konusunu sevmedim.
O adamın görünüşünü sevmedim.
Ben de Boston'u severdim.
Amerikalılar yeni plandan hoşlanmadılar.
Tom Boston'da yaşamayı sevmiyordu.
Tom okulu sevmedi.
Tom o fikri beğendi.
Tom onu sevmedi.
Tom sonunda hoşlandığı bir iş buldu.
Tom duyduğundan hoşlanmadı.
Tom burada çalışmaktan hoşlanıyordu.
Tom'un senin şarkını çok fazla sevdiğini sanmıyorum.
Tom Mary'nin giysilerini ütüleme şeklini beğenmedi.
Tom Mary'nin konserden hoşlanmadığını söyleyebildi.
- O, kent yaşamından hoşlanmadı.
- O, şehir hayatından hoşlanmıyordu.
Vadiye bakan odayı sevdim.
Tom planı sevdiğinden emin değildi.
Tom Mary'nin planı sevip sevmediğini sordu.
Bu filmi geçen gece izledim ve gerçekten beğendim.
Beth'in çiftlikteki zamanından hoşlanmadığına şaşırdım.
Tom ondan hoşlanmadı ama yine de onu satın aldı.
Sanırım Tom bundan hoşlandı.
Gezdiğim bütün ülkeler arasında en çok Avustralya'yı beğendim.
Ben sonucu beğenmedim.
Bu kitabı gerçekten beğendim.
Tom Mary'ye onun mizah duygusunu sevmediğini söyledi.
Tom onun Mary'nin fikri olduğunu kendisine söyleyinceye kadar fikri beğendi.
Otel hizmetçisi olarak yarı zamanlı bir işim vardı, ama onu pek sevmiyordum.
Beğendiğine sevindim.
Baştan başlamak zorunda kaldım ve ben bundan hiç hoşlanmadım.
Fikri beğendim.
O, şehirde yaşamaktan hoşlanmıyordu.
Tom sözleri anlamadığı bir dilde olsa bile şarkıyı sevdi.
Tom onun mizah duygusunu sevmediği için Mary ile çıkmayı bıraktı.
Prenses bakır kale'den çıktı ve Kraliçe oldu; ve bu onu çok memnun etti.
Tom, Facebook'ta Mary'nin resmini beğendi.
Başlangıçta ben ondan hoşlanmadım ama şimdi hoşlanıyorum.
- Siz filmi beğendiniz mi?
- Filmden hoşlandınız mı?
- Siz filmi beğendiniz mi?
- Filmden hoşlandınız mı?
- Filmi sevdin mi?
- Filmi beğendin mi?
O, onu hemen sevdi.
Film hoşuna gitti mi?
Tom çantasından bazı kolyeler çıkardı ve Mary'ye beğendiği birini seçmesini söyledi.