Translation of "Marys" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Marys" in a sentence and their turkish translations:

- Tom ist Marys Geliebter.
- Tom ist Marys Liebhaber.

- Tom, Mary'nin sevgilisidir.
- Tom, Mary'nin aşığıdır.

- Bist du Marys Ehemann?
- Sind Sie Marys Ehemann?

Mary'nin kocası mısın?

Marys Nase blutete.

Mary'nin burnu kanıyordu.

- Tom ist Marys Ex-Freund.
- Tom ist Marys Ex.

- Tom Mary'nin eski erkek arkadaşı.
- Tom, Mary'nin eski erkek arkadaşı.

- Tom ignorierte Marys Rat.
- Tom hat Marys Rat ignoriert.

Tom Mary'nin tavsiyesini görmezden geldi.

- Tom vergaß Marys Adresse.
- Tom hat Marys Adresse vergessen.

Tom, Mary'nin adresini unuttu.

Marys Hobby ist Geocaching.

Mary'nin hobisi define avı oyunudur.

Tom rächte Marys Tod.

Tom Mary'nin ölümünün intikamını aldı.

Tom ist Marys Mentor.

Tom, Mary'nin akıl hocası.

Tom mag Bloody Marys.

Tom Bloody Marys'i seviyor.

Tom ist Marys Großvater.

Tom, Mary'nin büyükbabasıdır.

Tom kennt Marys Vater.

Tom, Mary'nin babasını tanıyor.

Tom ist Marys Enkel.

Tom, Mary'nin erkek torunudur.

Tom ist Marys Vater.

Tom, Mary'nin babasıdır.

Tom ist Marys Halbbruder.

Tom Mary'nin üvey erkek kardeşi.

Tom schätzte Marys Gewicht.

Tom Mary'nin ağırlığını tahmin etti.

Tom ist Marys Ex.

- Tom, Mary'nin eski erkek arkadaşı.
- Tom, Mary'nin eski arkadaşı.

Tom gefiel Marys Geschichte.

- Mary'nin hikayesi Tom'un hoşuna gitti.
- Tom, Mary'nin hikayesinden hoşlandı.

Das ist Marys Hund.

Bu Mary'nin köpeği.

Marys Rückenschmerzen plagten sie.

Mary'nin sırt ağrısı ona işkence yapıyordu.

Tom missachtete Marys Rat.

Tom Mary'nin tavsiyesine dikkat etmedi.

Tom ist Marys Schwiegervater.

- Tom, Mary'nin kayınbabasıdır.
- Tom Mary'nin kayınpederidir.

Tom ist Marys Bruder.

- Tom, Mary'nin erkek kardeşidir.
- Tom Mary'nin erkek kardeşidir.

Tom ist Marys Freund.

Tom, Mary'nin erkek arkadaşıdır.

Tom missbrauchte Marys Vertrauen.

Tom Mary'nin güvenine ihanet etti.

Tom verband Marys Arm.

Tom, Mary'nin kolunu bandajladı.

Marys Kleid ist rosa.

Mary'nin elbisesi pembe.

Marys Freundin ist Politikerin.

Mary'nin kız arkadaşı bir siyasetçi.

- Tom war für Marys Hilfe dankbar.
- Tom wusste Marys Hilfe zu schätzen.

Tom Mary'nin yardımını takdir etti.

- Tom fuhr zu Marys Haus zurück.
- Tom ist zu Marys Haus zurückgefahren.

Tom Mary'nin evine geri döndü.

Tom war Marys erste Liebe.

Tom Mary'nin ilk aşkı idi.

Tom fand Marys geheimes Tagebuch.

Tom, Mary'nin gizli günlüğünü buldu.

Tom nippte an Marys Getränk.

Tom Mary'nin içkisinden bir yudum aldı.

Tom hat Marys Kreditkarten benutzt.

Tom Mary'nin kredi kartlarını kullandı.

Tom verstand Marys Witz nicht.

Tom Mary'nin şakasını anlamadı.

Tom ist Marys einziger Sohn.

Tom Mary'nin tek oğlu.

Tom ging zu Marys Beerdigung.

Tom, Mary'nin cenazesine gitti.

Tom wollte Marys Telephonnummer wissen.

Tom Mary'nin telefon numarasını bilmek istiyordu.

Tom muss Marys Freund sein.

Tom Mary'nin erkek arkadaşı olmalı.

Tom ist Marys Ex-Freund.

Tom Mary'nin eski erkek arkadaşı.

Tom zählt auf Marys Hilfe.

Tom, Mary'nin yardımına güveniyor.

Tom weiß Marys Nachnamen nicht.

Tom, Mary'nin soyadını bilmiyor.

Tom weiß Marys Adresse nicht.

Tom, Mary'nin adresini bilmiyor.

Tom lehnte Marys Angebot ab.

Tom Mary'nin teklifini geri çevirdi.

Tom war auf Marys Abschlussfeier.

Tom Mary'nin mezuniyet törenine katıldı.

Tom mag Marys Einstellung nicht.

Tom, Mary'nin tutumundan hoşlanmıyor.

Tom zählte auf Marys Hilfe.

Tom Mary'nin yardımına güvendi.

Tom ist Marys Geschäftspartner geworden.

Tom Mary'nin iş ortağı oldu.

Tom hat Marys Namensschild gelesen.

Tom, Mary'nin yaka kartını okudu.

Tom hat Marys Auto repariert.

Tom Mary'nin arabasını onardı.

- Marys Ehering ist aus reinem Gold.
- Marys Hochzeitsring ist aus purem Gold gemacht.

Mary'nin alyansı saf altından yapılmıştır.

- Hat Tom einen Schlüssel zu Marys Apartment?
- Hat Tom einen Schlüssel zu Marys Wohnung?

Tom'da Mary'nin dairesinin anahtarı var mı?

- Tom kann Marys Sorglosigkeit nicht länger ertragen.
- Tom kann Marys Leichtsinn nicht länger ertragen.

Tom Mary'nin dikkatsizliğine daha fazla dayanamaz.

Tom hat vielleicht Marys Kamera gestohlen.

Tom Mary'nin kamerasını çalmış olabilir.

Tom weiß nichts über Marys Familie.

Tom Mary'nin ailesi hakkında hiçbir şey bilmiyor.

Tom wünschte, er wisse Marys Telefonnummer.

Tom Mary'nin telefon numarasını bilmeyi diledi.

Tom kennt Marys Adresse noch nicht.

Tom Mary'nin adresini henüz bilmiyor.

Marys Kleid ist älter als meins.

Mary'nin giysisi benimkinden daha eski.

Tom legte seine Hand auf Marys.

Tom elini Mary'ninkinin üstüne koydu.

Tom versuchte, Marys Gewicht zu erraten.

Tom Mary'nin kilosunu tahmin etmeye çalıştı.

Tom nahm an Marys Beerdigung teil.

Tom, Mary'nin cenaze törenine katıldı.

Was weißt du über Marys Freund?

Mary'nin erkek arkadaşı hakkında ne biliyorsunuz?

Tom war enttäuscht von Marys Leistung.

Tom Mary'nin performansında hayal kırıklığına uğradı.

Tom möchte Nichts von Marys Geld.

Tom, Mary'nin parasını istemiyor.

Tom konnte Marys Haus leicht finden.

Tom Mary'nin evini kolayca bulabildi.

Tom kann Marys Beweggründe nicht verstehen.

Tom, Mary'nin gerekçelerini anlayamıyor.

Tom kann Marys Problem einigermaßen verstehen.

Tom Mary'nin sorununu bir ölçüde anlayabilir.

Tom stimmte zu, Marys Angebot anzunehmen.

Tom Mary'nin teklifini kabul etti.

Tom sorgte sich um Marys Sicherheit.

Tom Mary'nin güvenliği hakkında endişeli.

Tom hörte sich Marys Geschichte an.

Tom Mary'nin hikâyesini dinledi.

- Tom weiß nicht Marys Telefonnummer.
- Tom weiß Marys Telefonnummer nicht.
- Tom kennt Marias Telefonnummer nicht.

Tom Mary'nin telefon numarasını bilmiyor.

- Tom hätte sich Marys Auto nicht ausleihen sollen.
- Tom hätte sich Marys Wagen nicht ausleihen sollen.

Tom Mary'nin arabasını ödünç almamalıydı.

Ich glaube, er ist Marys älterer Bruder.

Sanırım o, Mary'nin ağabeyidir.

Tom legte einen Umschlag auf Marys Schreibtisch.

Tom Mary'nin masasına bir zarf koydu.

Tom sagte, dass er Marys Geheimnis kennt.

Tom Mary'nin sırrını bildiğini söyledi.

Der Mann von nebenan ist Marys Liebhaber.

Yandaki evde yaşayan adam Mary'nin sevgilisidir.

Tom fühlte sich durch Marys Aufmerksamkeit geschmeichelt.

Tom, Mary'nin iltifatıyla pohpohlandı.

Tom sagte nichts zu Marys blauem Auge.

Tom Mary'nin siyah göz hakkında hiçbir şey söylemedi.

Tom ist Marys Bruder, nicht ihr Vater.

Tom Mary'nin erkek kardeşidir, babası değil.

Tom ist mit Marys jüngerer Schwester verlobt.

Tom Mary'nin küçük kız kardeşi ile nişanlıdır.

Tom konnte Marys Erwartungen nicht gerecht werden.

Tom Mary'nin beklentilerini yerine getiremedi.

Tom schrieb seinen Erfolg Marys Hilfe zu.

Tom başarısını Mary'nin yardımına bağladı.

Tom wusste Marys harte Arbeit zu schätzen.

Tom Mary'nin sıkı çalışmasını takdir etti.

Tom will mehr über Marys Vergangenheit erfahren.

Tom Mary'nin geçmişi hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyor.

Tom ist Marys einziger Freund in Boston.

Tom, Mary'nin Boston'daki tek arkadaşıdır.

- Tom bat Marys Vater, ihm ein Ticket zu kaufen.
- Tom bat Marys Vater, ihm eine Karte zu kaufen.

Tom Mary'nin babasından ona bir bilet almasını rica etti.

Tom ist äußerst dankbar für Marys ganze Hilfe.

Tom Mary'nin tüm yardımları için derinden minnettardır.

Tom hat keine Ahnung, wer Marys Großvater ist.

Tom'un Mary'nin büyükbabasının kim olduğu hakkında hiçbir fikri yok.

Tom nahm einen kleinen Bissen von Marys Donut.

Tom, Mary'nin donutundan küçücük bir ısırık aldı.

Tom ist derjenige, der Marys Arm bandagiert hat.

Mary'nin kolunu bandajlayan kişi Tom'dur.

Tom nahm Marys Angebot, ihn heimzufahren, nicht an.

Tom Mary'nin kendisini eve götürme teklifini reddetti.

Tom las in der Zeitung von Marys Unfall.

Tom, Mary'nin kazasını gazetede okudu.

Tom gab vor, Marys Emailadresse nicht zu kennen.

Tom Mary'nin e-posta adresini bilmiyormuş gibi davrandı.

Tom ist nicht Marys Vater, sondern ihr Onkel.

Tom Mary'nin babası değildir fakat onun amcası.

Tom ist der beste Freund von Marys Ehemann.

Tom Mary'nin kocasının en iyi arkadaşı.