Examples of using "Erwägung" in a sentence and their turkish translations:
Hükümet vergi kesintilerini düşünüyor.
Tom farklı olasılıkları düşünüyor.
- O bunu düşünecek.
- O bunu dikkate alacak.
Mary bunu göz önüne alır.
Ben bunu ciddi şekilde düşünüyorum.
Boston'a taşınmayı düşünmelisin.
Onun önerisinin biraz düşünülmeyi hak ettiğini düşünüyorum.
Bunu ciddi olarak düşünüyor olamazsın.
Ciddi olarak gitmemeyi düşünüyor musun?
Boston'a taşınmayı düşündün mü?
Teklifin düşünmeye değer.
Araban için bazı yeni lastikler almayı düşünmek isteyebilirsin.
Tom önerimizi ciddi şekilde düşündüğünü söylüyor.
Tom'u düşündüm.
Bunu ciddi olarak düşünüyorum.
Bunu düşündüğüme bile inanamıyorum.
Patron Tom'u işten kovmayı düşündü fakat bunun aleyhinde karar verdi.
Sen hiç onları kızartma yerine patateslerini fırında pişirmeyi düşündün mü?
Tom'un daha küçük bir araba almayı düşünüp düşünmediğini merak ediyorum.
İşimi değiştirmeyi düşündüm.
Biz bunu bir bütün olarak hesaba almalıyız.
Bunu eBay'da satmayı ciddi şekilde düşünüyor musun?
Gelecek yıl Amerika Birleşik Devletleri'nde okumayı düşünüyorum.
Tom'un üçüncü evliliği mutsuzdu ve hâlâ bir kez daha boşanmayı düşünüyordu.